Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/420
K: 1984/439
T: 17.12.1984
DAVA : Adam öldürmek, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık Bekir'in hükümlülüğüne dair (Ordu Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 14.65.1983 gün ve 19-95 sayılı hüküm re'sen temyize tabi olup sanık ile müdahil temyizleri üzerine Yargıtay 1. Ceza Daresi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 28.5.1984 gün ve 104-105 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, koşulu da yerine getirilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 28.5.1984 gün ve 104-105 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Adam öldürmek suçundan sanık Bekir'in TCK.nun 448, 51/1, 59, 31, 33; 6136 sayılı Yasanın 13; 2305 sayılı Yasanın 2. maddesinin uygulanması suretiyle sonuç olarak; onbeşyıl ağır hapis, bir yıl üç ay hapis, 3750 lira ağır para cezası ve ferik cezalarla tecziyesine ilişkin hükmü, Özel Daire :
Müşterek murislerinden sanık ve maktulün babalarına kalan fındık bahçesinden fındık toplama yüzünden çıkan kavgada maktülün sanığın babasının başına girebi ile müteaddit kez vurarak 10 gün işine engel olacak şekilde yaralaması neticesi yere düşürmüş olmasını gören sanığın bir kez ateş ederek maktulu sırtından yaralayarak öldürmüş olmasına sanığın maruz kaldığı tahrikin ağır olduğunun teemmül edilmemesi) isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme ise :
Olayımızda maktul, müştekinin kafasına girebinin sap kısmı ile vurmuş, kesici kısmı frontal bölgenin arka tarafını çizmiştir. Bunu müşteki de kabul ediyor. Maktulün elinde girebi olması işlediği fiilin doğurduğu tahrikin ağır olmasını gerektirmez. Yaralanmanın mahiyeti, derecesi, tahrik ağırlığının tesbitinde bir ölçüdür. Tahrikin derecesinin takdiri hakime aittir. Fahiş bir hata yapılmadıkça Yargıtay bu takdirde müdahale etmemelidir. Aksi halde yerel mahkeme hakimi'nin takdirinin hiçbir önemi kalmaz. Hadisemizde maktulün fiili vahamet ölçüsüne varmamıştır. Kararımızda 14 bent halinde açıkladığımız çeşitli eylemlere ceza tertip edilirken TCK.nun 456/4, 457/1. maddesinin uygulanması halinde sanığa verilecek cezanın asgari haddi iki ay 20 gün hapis veya 8000 lira ağır para cezası; 456/3. maddenin uygulanması halinde 5 yıl ağır hapis, 448, 62. maddelerinin uygulanması halinde 20 yıl ağır hapis, 450. maddenin uygulanması halinde ölüm cezasıdır. Bu çeşit eylemler işlendiği ve mağdurun veya yakınlarının tepkisi suç oluşturduğu takdirde, tahrikin derecesi ne olacaktır. Bize göre TCK.nun 456/4; 456/4, 457; 456/1, 456/1, 457. maddelerine ilişkin yaralanmaların uyandırdığı tepkinin münakaşasız basit ve adi tahrik olarak değerlendirilmesi gerekiyor, Esasen öldürme eyleminin nedeni, sadece sanığın babasının maktul tarafından yere düşürülüp yaralanması hadisesi değildir. Sanık babasının dövülmesi olayının üzerinde fazla bir etki yapmadığını vurgulamaktadır. Aralarında fındık bahçesinin ortaklığı yüzünden bir ihtilaf mevcuttur. Aslında olay bu uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Görüldüğü gibi; oluş ve subutta Özel Daire ile Yerel mahkeme arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu olan husus, tahrikin derecesine ilişkindir.
Tahrikin derecesinin tespiti mahkemenin değerlendirme yetkisi kapsamına girmekle beraber mahkemeler bu yetkiyi hukukun genel ilkelerine adalete ve nesafete kurallarına uygun olarak kullanmalıdır. (Ceza Genel Kurulu'nun 6.4.1981 gün ve 5/117; 29.9.1980 gün ve 205/304, 25.2.1974 gün ve 528/121 sayılı kararları).
Yasamızda tahrikin hafif ve ağır olmak üzere iki şeklinden söz edilmiş, fakat birbirinden ayrıt edilmesini sağlayacak kesin bir kıstas veya tahdit konulmamıştır. Tahrik ağır ve şiddetli olursa "denilmekle yetinilmiştir.
Hakim, hem hadisenin ceryan tarzına, mahiyet ve hususiyetine, hem de tahrik eden ile tahrik edilenin hal ve durumlarına göre takdir hakkını kullanacaktır (Taner s. 445). Failin sübjektif durumundan doğan şahsi bir hafifletici sebebin söz konusu olduğu gözden uzak tutmamak gerekir (Dönmezer -Erman, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, Cilt 2, 8. Bası, S. 369).
Haksız ağır tahrikin kabul edilebilmesi için hadise sebebinin sanığın ruh yapısı üzerinde şiddetli bir elem, büyük bir hiddetle sarsıntıya yol açması gerekir. Ancak hadise sebebinin yarattığı ruh halinin, adeta bir kronometre ile ölçülmesine kalkışılmaması gerekir.
Yargıtay'ın kararlık gösteren içtihadına göre : eğer haksız fiil niteliğin ve işleniş biçimi itibarıyla önemli boyutlara ulaşmıssa tahrik ağırdır (Ceza Genel Kurulu'nun 26.1.1981 gün ve 435/8, 19.2.1979 gün ve 521/77 sayılı kararları).
Olayımızda da, öldürülenin, "Girebi" denilen silahla babasının başına vurarak yere düşürdüğünü gören sanık, bu olayın etkisiyle tabancasını çekerek, bir el ateş etmek suretiyle adam öldürme suçunu işlemiştir.
16.2.1983 tarihli oturumda, bilirkişi Polis Memuru Fadıl, öldürülenin kullandığı "Girebi" denilen aleti : (Bu alet 20 cm. namlu uzunluğunda bulunan ve 5 cm. genişliğinde, uç kısmı orak biçiminde eğri ve ucu sivri, dip kısmı ve arka kısmı künt... ağaç sapı 75 cm. uzunluğunda bir alettir. Bununla tecavüz ve müdafaa esnasında herhangi bir insana vurulduğunda, bilhassa kafaya vücudun nazik organlarına kuvvetlice vurulduğunda öldürücü yaralar husule getirir. Kafaya kuvvetlice vurulduğunda kafatasını parçalar, kırıp çatlatabilir) diyerek tanımlamıştır.
Bu nitelikli bir silahla babasına saldırıldığını, hele babasının başından yaralanıp yere düştüğünü gören bir kişinin maruz kaldığı tahrik "ağır ve şiddetli"dir. Zira sanık, babasında meydana gelen yaraların mahiyetin, olay anında bilebilecek durumda değildir.
Bu itibarla, sanık vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, direnme hükünün bozulmasına, karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının sanığa geri verilmesine 17.12.1984 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini