 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/360
K: 1984/32
T: 27.01.1984
DAVA : Suçun işlenmiş sayılması için yasa, sonucu meydana getirmeğe elverişli herhangi bir hareketin yapılmasını yeterli görmeyip, hangi hareketlerin yapılması lüzumunu açıkça belirtmişse, suçun oluştuğunun kabulü için mutlaka o hareketler yapılmalıdır. Bir örnek vermek gerekirse, dolandırıcılık suçunda, suçun işlenmiş sayılması için yasa, sanığın kendisi veya başkası yararına haksız çıkar sağlamaya elverişli herhangi bir hareket yapmasını kabul etmiyor. Bu haksız çıkar "bir kimsenin hulüs ve saffetinden bilistifade kandıracak mahiyette hile ve sanialar kullanarak, hataya düşürmek suretiyle sağlanmalıdır. Bunun dışındaki herhangi bir hareketle bir kimsenin zararına haksız çıkar sağlanmışsa, fiil dolandırıcılık değildir, başka bir suç sözkonusudur.
Halbuki, yasa suçun şu yada bu hareketle meydana getirilmesi arasında herhangi bir fark görmemekte ise, suç serbest hareketli bir suçtur. Ayrıntıları aşağıda etraflıca açıklanacağı şekilde, 1475 S.Y.'nın 105. maddesinde müeyyideye bağlamış suçlar da, serbest hareketli suçlardandır. İlgili maddelerde açıklanan "çalışma ve faaliyetler" belli bir harekete bağlanmamıştır.
...Kast, hareket ve netice arasındaki ruhi bağdır. Buna göre 1475 S.K.'nın 85 ve 105. maddesine muhalefetin içinde dolandırıcılığın, unsur ve hareket, aşama olmayıp; ayrı, tam ve müstakil bir netice olduğu kabul edilirse "bu ruhi bağın" nazara alınmaması, yani dolandırıcılığın kast ögesinden koparılarak kabul edilmesi olur ki, buna hukuken imkan yoktur (oyçokluğu ile).
(C.G.K.'nun 27.1.1984 gün ve 360/32 sayılı kararı aynı mahiyettedir (Karşı oy yazısı daha geniş).