 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/346
K: 1985/457
T: 24.12.1984
DAVA : Adam öldürmeye teşebbüs suçundan sanık Asa'nın hükümlülüğüne dair (Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 24.10.1983 gün ve 32/105 sayılı hükmün, C. Savcısının temyizi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek 3.5.1984 gün ve 1942-2072 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığının CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak, hükmün onanması istemini bildiren 28.6.1984 gün ve 123 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Adam öldürmeye teşebbüs suçundan sanık Asa'nın TCK.nun 456/2, 457/1, 457/1, 59. maddeleri gereğince sonuç olarak iki sene iki ay on gün hapis cezasıyla tecziyesine ilişkin hükmü, Özel Daire:
(A - Olay günü sanık ile mağdur arasında alacak meselesi yüzünden münakaşa olduğu, kahvehane dışında devam eden münakaşa sırasında sanığın parasını alamamaktan doğan haksız tahrikin husule getirdiği gazabın tesiri altında kalarak bıçağı ile mağdurun batın bölgesine şiddetle vurup onu sağ fossa iliacada, 6 cm.lik batına nafiz ve ince bağırsağı batın dışına çıkarır, hayati tehlike tevlit eder, 25 gün iş ve mutad iştigaline engel teşkil eder derecede yaraladığı tüm dosya kapsamı ve mevcut delillerle anlaşılmış ve oluş mahkemece de bu şekilde kabul edilmiş bulunmasına göre; sanığın öldürmeye elverişli vasıta niteliğindeki bıçağını mağdurun vücudunun hayati önem taşıyan batın bölgesine tevcih ederek 6 cm.lik batına nafiz olur, ince bağırsakları dışarı çıkarır,hayati tehlike tevlit eder şekilde şiddet ve kuvvetle vurması, kendisinde öldürme kastının varlığını açıkça göstermiş ve eylemi öldürmeye tam teşebbüs suçunu oluşturmuş olduğu halde, yaralama şeklinde tavsifi suretiyle suç vasfının tayininde yanılgıya düşülmesi,
B - Kabule göre de, sanık hakkında TCK.nun 59. maddesinin uygulanması esnasında yapılan hesap hatası sonucu neticeten sanığa 2 sene 2 ay 20 gün yerine, 2 sene 2 ay 10 gün şeklinde eksik hapis cezası tayini,
C - Yine kabule ve yapılan uygulamaya göre, fiile ait teşdit sebebinin şahsi ait şiddet sebebinden sonra uygulanması suretiyle TCK.nun 29. maddesindeki sıraya riayet edilmemesi) isabetsizliğinden bozmuştur.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığınca: (Sanık Asa, mağdur Abdullah'la öz kardeştirler. Aralarındaki ihtilaf basit bir alacak meselesi olup, öldürmeyi gerektirecek bir husumet değildir. Sanık, tüm savunmalarında bıçağı mağdurun baldırına bir defa salladığını, ancak kazaen karnına değdiğini beyan etmiş olup, raporda belirtilen yara bu savunmayı doğrulamaktadır. Sanık, hiçbir mani sebep yokken ikinci defa vurmamıştır. Bu durumlar nazara alındığında, sanık Asa'nın müessir fiil kastıyla hareket ettiğinin kabulü gerektiğinden, Özel Dairenin bozmaya ilişkin ilamının kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
Dosyaya, oluşa ve mevcut delillere göre:
Mercimek satışından elde ettiği parayı müştekinin ödemeye yanaşmaması nedeniyle, müşteki ile kardeşi sanık arasında husumet doğmuştur.
Bu nedenle, olaydan 45 gün kadar önce kavga etmişler, müşteki üç gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralanmıştır. Sanıksa, olaydan bir gün önce, "bir ton mercimeğin 10.1.1983 günü gecesi çaldığı"ndan bahisle, müşteki hakkında Urfa C. Savcılığı'na şikayette bulunmuştur.
Sanık savunmalarında; (müşteki savcılıktan çıktıktan sonra "sana bu parayı vermem. Üzerime gelirsen seni öldürürüm" dedi. Ben de bu yüzden, suçta kullandığım bıçağı üzerimden eksik etmedim, öldüreceği korkusu ile bıçağı sapladım) demektedir.
Suçta kullanılan silah: Demir aksamı 14 cm., uzunluğu 27 cm. olan sivri uçlu bir ekmek bıçağı olup, öldürmeye elverişli bir silah niteliğindedir.
Sanık müştekiyi "hayatını tehlikeye maruz kılacak ve 25 gün mutad iştigaline engel teşkil edecek biçimde yaralamıştır. Urfa Devlet Hastahanesi Hariciye Mütehassısı tarafından düzenlenen 23.3.1983 gün ve 6110/540 sayılı raporda, yara nahiyesi ve müştekiye uygulanan tedavi yöntemi: (Sağ fossa iliacada 6 cm. lik batna nafiz kesik yara mevcuttu. İnce bağırsak ansı batnın dışında idi. Hasta ameliyata alındı. Laporatomi exploratris yapıldı. Batın dışındaki ans temizlenip, batına itildi) şeklinde açıklanmaktadır.
Bıçak uzaktan taş gibi, hedef alınan yerlerden başka yerlere de isabet edebilen bir alet değil, istenilen nahiyeye tevcih edilebilen bir silahtır. Bir kimseyi yaşaması için önemli bulunan bir yerinden derin olarak yaralamak özel nedenler bulunmadıkça öldürme kastını gösterir.
Sanık, müştekiyi bir tek bıçak darbesiyle yaralamışsa da; taraflar arasında öteden beri devam eden husumet bulunuşu, sanığın bıçağını müştekiye raporlarında açıklanan arazi meydana getirecek şekilde kuvvetle saplaması, başarılı bir ameliyat sonucu müştekinin ölümden kurtulduğunun anlaşılması gözönünde tutulduğundan, sanığın eyleminin öldürmeye teşebbüs olarak nitelendirilmesi gerektiğinde, C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeler: (Haklı nedenlere dayanan C. Başsavcılığı itirazının kabulü gerektiğini) ileri sürerek, bu yolda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE, konunun 17.12.1984 günü yapılan birinci müzakeresinde yasal çoğunluk sağlanamadığından, 24.12.1984 günü yapılan ikinci müzakerede ve oyçokluğu ile karar verildi.