 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/250
K: 1984/267
T: 09.07.1984
DAVA : Kasten adam öldürmekten sanık Ömer'in hükümlülüğüne dair (Kadıköy 3. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 28.12.1982 gün ve 13-219 sayılı hüküm, C. Savcısı, sanık ve müdahiller vekilinin temyizleri üzerine; Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek, bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 7.2. 1984 gün ve 180-11 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanık vekili ve C. Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş, sanık vekili yönünden koşulu da yerine getirilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 9.5.1984 gün ve 1/1069 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Adam öldürmek suçundan sanık Ömer'in mahkumiyetine ilişkin hükmün Özel Dairece:
(Sanık vekili, 25.11.1982 günlü dilekçesiyle mahkeme Üyeleri İlhan ile Nevin'i reddetmiş olmasına göre, bu konudaki kararın bu üyelerin iştirakı bulunmadan verilmesi gerekirken, CMUK.nun 26. maddesine aykırı olarak red olunan hakimler tarafından inceleme yapılarak isteğin reddedilmesi usule aykırı görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün öncelikle bu nedenle bozulmasına) karar verilmişti. Yerel Mahkeme ise:
(Mahkemece mahallinde icra kılınan 24.11.1982 tarihli keşif sırasında ara kararı çerçevesinde işlem yapılmış, şahitler dinlenmiş gösterilen mesafeler ve görüş uzaklığı ve durumları tesbit edilmiş, bilirkişiden mütalaa alınmış, zapta bağlanmıştır. Müteakip celsede sanık Ömer ve müdafi Avukat Seyfettin, imzaladıkları 25.11.1982 tarihli dilekçeyi mahkemeye vererek keşifte hazır bulunan mahkeme Üyelerinden ilhan ile Nevin'i reddetmişlerdir.
Durumu tezekkür eden Başkan Orhan, Üye İlhan ve üye Nevin'den teşekkül eden mahkeme kurulu, 25.11.1982 tarihli celsede aynen şu kararı vermiştir: (Mahkeme hakimlerinden Nevin "keşif sırasnda görev gereği sualler tevcih ettiğini, bunda reyini açıklama kastı bulunmadığını" beyan etmiştir. Üye İlhan ise "kendisinin hiçbir soru sormadığı gibi, kanaatını açıklamadığını" ifade etmesi dolayısıyla, CMUK.nun 2369 sayılı Kanunla değişik 29/a fıkrasının iki ve üç numaralı bentlerine tevfikan esas hükümle birlikte kanun yolu açık olmak üzere red talebinin reddine) karar vermiştir.
Gerçekten 2369 sayılı Kanunla değişik CMUK.nun 29. maddesine eklenen (a) fıkrasında "..." hükmüne yer verilmiştir.
Kanun vazıı sonradan otaya koyduğu bu hükümle kanunun 26.maddesindeki kurala bir istisna getirmiş ve bu şekilde de ağır ceza mahkemesi kuruluna vaki hakimi red isteklerinin son tahkikat safhasında, muayyen bazı sebeplerden, aynı hakimler tarafından çevrilmesi imkanını sağlamış, bu şekilde de hakimin reddi müessesesinin kötüye kullanılarak davaların sürüncemede bırakılmasını önlemek amacını götürmüştür.
Mahkememiz, red istemini CMUK.nun 29/a madde ve fıkrasının (2) ve (3) nolu bentlerine dayanarak geri çevirmiş, Özel Daire ise, anılan maddeyi yok farzederek, aynı Kanununun 26. maddesindeki usul çerçevesinde halli yoluna gidilmemesi isabetsizliğinden kararımızı bozmuştur.
25.11.1982 tarihli red dilekçesinde inandırıcı delil gösterilmediğinden ve bu istemin davayı uzatmak maksadına dayalı olduğu inancına varıldığından, heyetimizce istemin reddi yolunda karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Yasalarımızda Ceza Genel Kurulu'nca duruşmalı inceleme yapılacağına dair bir hüküm olmadığından, sanık vekilinin bu husustaki talebinin reddine oybirliği ile karar verildikten sonra yapılan incelemede:
24.11.1982 tarihinde olay yerinde, sanığın "kasden'mi", yoksa "tedbirsizlikle mi veya dikkatsizlikle mi" adam öldürdüğünün aydınlatılması amacıyla keşif yapılmıştır.
Sanık ve vekili tarafından imzalanarak Yerel Mahkemeye verilen 25.11.1982 tarihli dilekçede: (Keşifde tanıklarımızın dinlenmeleri esnasında mahkememiz üyelerinden sayın Nevin ile sayın İlhan dinlenen şahit Şükrüye ve İbrahim'e hitaben "hadi canım, uzak mesafeden müdahillerin yapdıkları kolla dur işaretlerini sanık nasıl görmez? Demek kasden üzerine yürümüştür. Öyle olmasıyda burada karakol vardı. Durur şikayetlerini bildirebilirlerdi" dedikten sonra, keşifin sonlarına doğru da Üye sayın Nevin'in müdahil Memduh'la, mahkeme heyetinden uzakta ve ne konuşulduğu taraflara duyulmayan konuşmasına şahit olundu. Tanıkların ikisinin beyanları esnasında sayın iki üyenen duygu ve kanaatlarını tüm müdahiller, tanıklar ve görevli polis memurları ve sayın C. Savcısının huzurunda belirtilmiş bulunmaları ve ayrıca Üye sayın Nevin'in heyeten ve tanıklar ve sanık ve vekilinden uzakta müdahil Memduh'la işitmediğimiz konuşma yapması nedenleriyle, tarafsızlıklarından açıkça şüphe yaratmaya sebebiyet vemişlerdir. Maruz sebeplerle CMUK.nun 24. maddesi gereğince heyetinizin iki sayın üyesi hakkında reddi hakim talebinde bulunmak zarureti hasıl olmuştur) denilmektedir.
CMUK.nunumuzun 29/a maddesi, 10.11.1981 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 2369 sayılı Yasa ile kabul edilmiştir. Ancak bu yasa hükmü, CMUK.nun 24, 26 ve 28. maddelerini yürürlükten kaldırmış değildir. Red dilekçesinde ileri sürülen hususlar, "hakimin bitaraflılığından şüpheye düşürebilecek" sebeplerdendir ve delil de gösterilmiştir. Keşfin yapılmasından birgün sonra adıgeçen hakimler hakkında red talebinde bulunulmuştur. duruşma gününe kadar uzun bir süre vardır. Bu süre içinde red talebinin inceleyip bir karara bağlanması tabiidir. Bu sebeple, red talebinin "duruşmanın uzaması"nı temin amacıyla yapıldığı da anlaşılamamaktadır.
Bu durumda, Yerel Mahkeme Üyesi Nevin ve İlhan hakkındaki red talebinin, onların iştirakı olmaksızın teşkil edilecek bir heyetçe, bu şekilde bir heyet teşekkülüne imkan bulunamazasa en yakın ağır ceza mahkemesince incelenip karara bağlanması gerektiğinden, sanık vekili ve yerel C. Savcısının temyiz itirazının bu nedenle kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, depo parasının sanığa geri verilmesine, 9.7.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.