 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/212
K: 1984/414
T: 03.12.1984
DAVA : Hizmet nedeniyle inancı kötüye kullanmak suçundan sanık Hasan'ın hükümlülüğüne dair (Sakarya 1. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 15.6.1983 gün ve 267-341 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce incelenerek 15.3.1984 gün ve 1242-1690 Sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi uyarınca özel daire kararının kaldırılarak hükmün onanması istemini bildiren 20.4.1984 gün ve 69 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hizmet nedeniyle emniyeti suistimalden sanık Hasan'ın TCK.nun 510, 522, 523. maddesi gereğince ve sonuç olarak bir ay on gün hapis cezasıyla mahkumiyetine ilişkin hükmü sanığın vaki temyizi üzerine özel daire;
(Müştekinin ücret vererek öğüttürüp geri getirmesi için çiftçi olan sanığa teslim ettiği buğdayların bir kısmını, sanığın kendi hesabına satmasından ibaret olan eylemde sanığın TCK.nun 510.maddesinde sayılan sıfatlardan birini taşıyan kimselerden olmaması ve buğdayın bu sıfattan ötürü kendisine teslim edilmemiş bulunmasına göre, fiilin TCK.nun 598. maddesine mümas olduğu gözetilmeden yazılı madde ile mahkumiyet hükmü kurulması isabetsizliğinden Başkan H. A. Saraçoğlu ile Üye Ö.F. Yöndem'in; sanık ile müşteki arasında BK. nun 313.maddesinde öngörülen şekilde bir hizmet akdinin mevcudiyeti tesbit edilmiş ve sanık müsnet fiili hizmet sebebiyle kendisine teslim edilmiş bulunan şey üzerinde işlemiş bulunduğu yolundaki ayrık oylarına karşın oyçokluğu ile bozmuştur.
Bozma kararına yasal sürede itirazda bulunan C. Başsavcılığı TCK.nun 510. maddesi, emniyeti suistimal suçunun meslek ve sanat veya ticaret veya hizmet sebebiyle vey emanetçi sıfatıyla veyahut idare etmek için kendisine tevdi olunan veya teminat olarak teslim edilen şeyler üzerinde işlenmesi halinde bu madde hükmünün uygulanacağını öngörmüştür.
Olayın oluşuna ve Borçlar Kanunu'nun 313.maddesindeki (Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder) yolundaki hükmüne göre müşteki ile sanık arasında bir hizmet akdinin varlığının kabulü gerektiğinin ve böylece sanığın hizmet nedeniyle müştekinin emniyetini suistimal ettiğinin anlaşıldığını ileri sürerek Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini istemektedir.
Burada çözümlenmesi gereken konu müşteki ile sanık arasında bir hizmet akdinin oluşup oluşmadığı başka deyimle sanık bir hizmet görmeyi, müşteki de bu hizmete karşılık ona bir ücret vermeyi taahhüt edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Başka deyişle sanığın oluşan emniyeti suistimal cürmünde hizmete ilişkin ağırlatıcı nedenin bulunup bulunmadığı sözkonusudur.
TCK.nun 510. maddesinde "geçen iki madde yazılı cürümler meslek ve sanat veya ticaret veya hizmet sebebiyle veya emanetçi sıfatıyla veyahut idare etmek için kendisine tevdi olunan veya teminat olarak kendisine teslim edilen şeyler üzerinde yapılırsa fail hakkında bir seneden beş sene kadar hapis cezası tertip olunur şikayetname itirazına hacet kalmaksızın takibat yapılır" hükmüne yer verilmiştir.
Bu maddede düzenlenen ağırlatıcı nedenler üç grupta toplanmaktadır. 1. gruptaki neden sanığın sıfatından toplanmaktadır. ikinci gruptaki neden sanığın emanetçi olarak mallar üzerinde yetkisi ve mal sahibine karşı olan görevinden doğmaktadır.
3. gruptaki neden ise sanığın geçici elatmasının hukuki sonucuna dayanmaktadır. Bu gruptaki hallerde; 1 - Ticaret nedeni ile teslim edilen malı edinmek, 2 - Hizmet sebebiyle teslim edilen malı edinmek, 3 - Teminat olarak teslim edilen malı edinmek biçiminde oluşmaktadır.
Bunlardan hizmet sebebiyle teslim edilen şeylerin edinilmesi hususu konumuzla ilgili bulunduğundan incelenmesinde yarar vardır.
Yasa hizmet nedeniyle teslim edilen şeyler üzerindeki fer'i zilyed durumunda olan sanığın işlediği emniyeti suistimal eylemini daha ağır bir ceza ile cezalandırmaktadır.
BK. nun 313. maddesinde "Hizmet akdi bir mukaveledir ki onunla işçi muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder" hükmü ile hizmet akdinin tanımlaması yapılmıştır.
Türk Hukuk Kurumu'nda hizmet akdi (muayyen zamanda iş görmek ve buna mukabil bir ücret vermek taahhüdü ile işçi ve iş sahibi arasında yapılan akit) olarak tanımlanmıştır.
Olayımıza bu açıklamalar doğrultusunda baktığımızda, mağdure ve sanığın köylü oldukları çitfçilikle uğraştıkları görülmektedir. Mağdure sanığa yedi çuval 482 kilo buğdayı öğütmek üzere teslim etmiştir. Değirmen hakkı olarak 1000 lira, ücret olarak da 500 lira vermiştir.
Sanıkla mağdur arasındaki bu hizmet ilişkisi geçici olup kısa bir sürede tamamlanan ve sürekli olmayan bir ilişkidir. Hizmet ilişkisi TCK.nun 510. maddesi "meslek veya ticaret veya hizmet sebebiyle" şeklinde kabul etmektedir. Bu kabule göre hizmet ilişkisinin sürekli olması gerekmektedir.
Hal böyle olunca özel daire bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.
Bu itibarla itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle itirazın REDDİNE, 3.12.1984 gününde üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.