 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/192
K: 1984/303
T: 08.10.1984
DAVA : Hakaretten sanık İlyas'ın hükümlülüğüne dair (Zonguldak - Ulus Sulh Ceza Mahkemesi)'nden verilen 30.6.1983 gün ve 319-316 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine Yargıtay 2. Ceza Dairesi'nce incelenerek 23.2.1984 gün ve 1017-1917 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın, CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 11.4.1984 gün ve 62 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okudu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Hakaret suçundan sanık İlyas'ın TCK.nun 482/1 vasıtasıyla 482/3, 81/1 maddeleri uyarınca 1 ay 3 gün hapis 8250 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına dair Zonguldak - Ulus Sulh Ceza Mahkemesi'nden verilen hükmü sanığın temyizi üzerine inceleyen Özel Daire:
"Tekerrüre esas alınan eski hükümlülük bu hükmün tarihi itibarıyla Yargıtay denetimine tabi bulunduğu cihetle tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir" gerekçesi ile onamış,
Bu karara Üyelerden S. Erkoç :
"22.1.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2789 sayılı Kanunla değişik CMUK.nun 305. maddesi gereğince 3000 liraya kadar ve 5435 sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince 3000 lirayı aşan para cezaları dahi kesin olarak nitelendirilmiş bulunmaktadır. Hüküm tarihi 22.1.1983 gününden sonra ise bütün Yüksek Yargıtay Ceza Daireleri'nde uygulama bu yolda yapılmaktadır. TCK.nun 2/2. maddesinde (Bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanunu il esonradan neşredilen kanun hükümleri birbirinden farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır) bu hüküm, usul kanunları dahil yasama organlarından çıkan tüm kanunlar için, değişmez bir kuraldır.
Bu itibarla; 22.1.1983 tarihinden önce işlenmiş ve infaz edilmiş olsa dahi temel para cezalarını kesin olarak nitelendirmek ve CMUK.nun 305/son maddesi gereğince tekerrüre esas olamayacağının kabulü zorunluluğu belirtilmektedir. Yasaların lehe hükümlerinin uygulanacağı göröşüne ilave olarak 22.1.1983 tarihinden itibaren temel para cezalarından ötürü tekerrür nedeniyle arttırma hali düşünülmemekle yargı mercileri sadece hapis cezalarından tekerrür gerekeceğini bilerek uygulamada şimdiden daha matematik bir kural ve sisteme geçmiş olacaktır" görüşüyle katılmamış,
C. Başsavcılığı ise: Usul Kanunlarında yapılan değişiklik amme intizamına taalluk etmesi nedeni ile mukabiline şamildir. Usul Kanunu yönünden bakıldığında sanığın geçmiş mahkumiyetinin kesin olduğu ceza hukuk yönünden bakıldığından Kanunun 2/2. maddesi gereğince sanığın lehine olan kanun hükümlerinin tatbiki gerekeceği ve dolayısıyla da geçmiş hükümlülüğün tekerrüre esas olamayacağı bu nedenle sanık hakkında tekerrüle cezanın arttırılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle itirazda bulunarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.
İncelenen dosyaya göre :
Sanık İlyas'ın davacı Emin'e olay günü (hırsız, veremli, leş, eşkiya herif) gibi sözler söyleyerek hakaret ettiğinden bahisle, hakkında şahsi dava açıldığı, Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan yagrılama sonunda suçu usulen sabit görülerek TCK.nun 482/1 vasıtasıyla 482/3. maddesi uyarınca ezcelandırıldığı, geçmiş mahkumiyeti nedeniyle bu cezasının tekerrü sebebiyle arttırıldığı, tekerüre esas alınan mahkumiyetinin 2.7.1981 günü infaz olunan TCK.nun 456/4. maddesi uyarınca verilen 2000 lira ağır para ceasını içeren Sulh Ceza Mahkemesinin 26.10.1981 gün 529-637 sayılı ilamı olduğu, Özel daire ile C. Başsavcılığı araında oluş ve subutta uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığı önceki mahkumiyetin tekerrüre esas alınıp alınmayacağında oluştuğu görülmüştür.
TCK.nun 2. madde 2. fıkrası "Bir cürüm ve kabahatin işlendiği zamanın kanunu ile sonadan neşrolunan kanun hükümleri birbirinden farklı ise, failin lehine olan kanun" hükmü tatbik ve infaz olunur." hükmünü içermekte,
22.1.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2789 sayılı Yasa ile değişik CMUK.nun 305. maddesi; (.... 3000 liraya kadar (3000 lira dahil), para cezasına dair hükümler... temyiz olunamaz. B usuretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz) hükmünü getirmektedir.
Anılan yasa hükümleri açık ve kesindir. Esas olan, fiilin işlendiği zamanda yürürlükte olan yahut sonradan yürürlüğe giren yasalardan en ziyade fiil lehine olan Yasanın uygulanacağıdır.
TCK.nun 2/2. maddesi iki Yasanın birlikte uygulanmasına cevaz vermemiştir. Bu kural Ceza Genel Kurulu'nun 15.12.1980 gün 339-430 sayılı kararıyla da kabul olunmuştur.
Sanığnı 2.7.1981 tarihinde infaz edilen önceki hükümlülüğü doğrudan 3000 liradan az para cezası uyulanmasına ilişkindir. TCk.nun 2/2. maddesine göre sanık lehine oluşan yasa değişikliği nedeniyle, sözü geçen sabıkayı tekerrüre esas almayan hükmün uygulanması gerekir.
Bu itibarla C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel daire onama kararının kaldırılmasına, Yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Başkan ve Üyeler:
(CMUK.nun 305. maddesi usule ilişkin bir hükümdür. ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 2.5.1983 gün ve 65/199 sayılı kararında da açıklandığı üzere hukukta genel kural, olay veya işlemlerin o sırada yürürlükte olan usul kurallarına bağlı olmasıdır. Sonradan yürürlüğe giren bir usul kuralının bir olay veya işe uygulanması kural değil istisnadır.
Ceza Mahkemesi hukukunda yeni Kanun, yürürlüğe girdikten sonraki olay ve işlemlere uygulanmakta, geçmişe yürümemektedir. Yani Kanunun geçmişe yürümemesi neticesi olarakta eski Kanun zamanında tamamlanmış veya yapılmış işlemler geçerli kalmaktadır.
305/son maddesi "bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz" demekle verildiği zamanki hükümlerin esas alınacağını ifade etmiş ve bu suretle Yagrıtay yolu kapatılmış hükümlerdeki muhtemel hatalardan sanıkların tekerrür nedeniyle zarar görmesini önlemek istemiştir.
Verildiği zamanda yargıtay yolu açık hükümlerde bu yola başvurulmamış olması bu hükümlerin 305. madde kapsamı içinde tekerrüre esas alınmasına mani olmaz.
Sanığa daha önce verilen ve infaz edilen 3000 lira ağır para cezası verildiği zamana göre temyiz olunmayan kararlardan bulunmdığı için tekerrüre esas alınmasında usulsüzlük yoktur) gerekçeleriyle itirazın reddi yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle özel daire onama kararının kaldırılmasına tekerrür nedeniyle yapılan arttırmanın usul ve yasaya uygun bulunmadığından Yerel mahkeme hükmünü BOZULMASIN, sanığın depo parasının geri verilmesine, 1.10.1984 gününde birinci müzakerede üçte iki yasal çoğunluk oluşmadığından, 8.10.1984 günlü ikinci, müzakerede salt çoğunluk ile karar verildi.