 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/16
K: 1984/203
T: 04.06.1984
DAVA : Emniyeti suistimalden sanık Ömer'in hükümlülüğüne dair Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 15.10.1982 gün ve 527-372 sayılı hüküm, müdahil ve sanık vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nce incelenerek, 7.12.1983 gün ve 5449-9326 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.
C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 3.1.1984 gün ve 6 sayılı itiraznamesiyle dosyanın 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İnancı kötüye kullanmak suçundan sanık Ömer'in, TCK.nun 509, 522, 647 sayılı Yasanın 4. maddelerinin uygulanması suretiyle sonuç olarak 32.400 lira ağır para cezasıyla tecziyesine ilişkin hüküm, Özel Dairece incelenerek onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca;
Subutu kabul edilen olaya göre; müdahilin çalıştığı şirket adına sanıktan alınan 500.000 liralık borç karşılığı, teminat olarak boş bir bona imzalanarak kendisine verilmiş, sonradan teminat mektubu verilip bilahare de borç ödendiği halde sanık senedi iade etmeyip boş kısımlarını 600.000 lira olarak doldurmak suretiyle tahsile koymuş olmasından ibarettir.
Böylece sanık sadece TCK.nun 509. maddesine göre elinde bedelsiz olarak kalan bir senedi kullanmakla kalmamış senedin karşılığı olan miktardan 100.000 lira fazla bulunan 600.000 lira olarak doldurmak suretiyle senet borçlusunun iradesi dışında hareket etmiştir. Bu ise gerek yasada gösterilen unsurlar ve gerekse Yüksek dairenin yerleşmiş içtihatlarına göre senette sahtecilik suçunu oluşturmuş bulunmasına, bu davaya bakmanın ve kanıtları takdir etmenin de Ağır Ceza Mahkemesinin görevi içinde bulunduğunun gözetilmemesi yasaya aykırı olduğundan Yüksek Özel Dairenin onama kararının kaldırılarak hükmün bu nedenlerle bozulması talep olunmuştur.
Oluşa ve subutta Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Uyuşmazlık konusu olan husus: 500.000 liralık bir borca karşılık teminat olarak verilen ve sadece müdahilin imzasını taşıyan bir kağıdın, sonradan borç ödendiği halde, boş kısımlarının doldurularak 600.000 liralık bir bono haline getirilip takibe geçilmesi halinde, sanığın eyleminin senette sahtekarlık suçunu mu, yoksa TCK.nun 509. maddesinde müeyyideye bağlanmış açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu mu oluşturacağı hususudur.
TCK.nun 509/1. maddesinde : (Bir kimse iade veya muayyen bir suretle istimal etmek üzere kendisine tevdi olunan imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına olarak, hukukça hükmü haiz bir muamele yazar yahut elinde bedelsiz kalmış olan bir senedi istimal ederse, mutazarrır olan kimsenin şikayeti üzerine üç aydan üç seneye kadar hapis ve yüzelli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasına mahkum olur hükmüne yer verilmiştir.
Ticaret hayatında, ticaret yapanlar arasında açığa imzalı fakat yazısız kağıt verilmesi, ticari faaliyetin bir gereği olarak kabul edilmektedir. İşte bu ihtiyacı karşılamak üzere açığa imzalı senet alacaklıya verilmekle, alacaklı alacağını aşmamak şartıyla bu senedi doldurmaktadır. Suç olan, senedi alacağından fazla bir miktarı kapsayacak suretle doldurmak Garraud, VI no, 2607, P-477; A.P. Gözübüyük - Türk Ceza Kanunu Açıklaması, 3. Bası, Cilt. 4, S. 607 veya sanığın elinde bedelsiz kalmış olan bir senedin kullanılmasıdır.
Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu da aslında bir tür sahtekarlıktır; fakat fiilin işlenmesinde, imzalı kağıdın faile verilmesi, nedeniyle, failin de adeta teşvik edici bir payı bulunduğundan, kanun bu suç için sahtekarlığa nazaran daha az bir ceza vermeyi uygun saymış ve bu sebeple müstakil bir suç koymuştur Dönmezer-Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 10. Bası, 5.372).
Eğer sanık, üzerinde borç miktarı olarak 500.000 lira yazılı bir bonoyu 600.000 liralık bir senet haline getirseydi elbetteki senette sahtecilik suçunu işlemiş sayılacaktı; olayımızda ise sanık, müdahilin imzasını taşıyan yazısız bir kağıdı 600.000 liralık bir bono haline getirmiştir. Bu çeşit bir eylem, TCK.nun 509. maddesinde müeyyideye bağlamış açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturduğundan, C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 4.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.