 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1984/156
K: 1984/464
T: 24.12.1984
DAVA : Görevi suistimal, zimmeti ve hırsızlık suçlarından sanık Ünal'ın hükümlülüğüne dair (Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 30.6.1981 gün ve 16-72 sayılı hüküm, C. Savcısı'nın temyizi üzerine, Yargıtay 5. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri verilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 18.4.1983 gün ve 201 -58 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olduğundan, dosya C.Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 21.3.1984 gün ve 5-2678 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Zimmet suçundan sanık Ünal'ın TCK.nun 240/2, 59. maddeleri uyarınca 5 ay hapis, 1666 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 240/son maddesi gereğince 3 ay geçici olarak memuriyetten mahrumiyetine dair Adapazarı 1. Ağır Ceza Mahkemesi'den verilen hükmü C. Savcısının temyizi üzerine inceleyen özel Daire ;
"Sanığın.............Merkez Jandarma Karakol Komutanı olarak görev yaptığı sırada, 15.7.1980 günü meydana gelen ve ölümle sonuçlanan trafik kazasına el koyduğu sürücüleri ölen iki otomobil ve diğer eşyaları tutanakla saptayıp karakola götürdüğü ve muhafaza altına aldığı, ertesi gün de MYU - AK - 585 plakalı otomobilin iki tekerleği söktürüp kendi özel otomobiline taktırdığı anlaşılmış, olay mahkemece de bu biçimde kabul edilmiştir.
Sanığın, kaybolmasını önlemek ve hak sahiplerine teslim etmek üzere bulundukları yerden Jandarma Karakolu'na getirttiği otomobilllerini ve parçalarını görevi gereği korumakla sorumlu olduğuna şühpe yoktur.
Sanığın görevi gereği korumakla sorumlu olduğu otomobilin iki tekerleğini mal edindiği ve eyleminin TCK.nun 202. maddesine uygun zimmet suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde TCK.nun 240/2. maddesiyle hükmün kurulması" isabetsizliğiyle bozmuş,
Dosyanın gönderildiği mahalli mahkeme özetle;
"Sanık Jandarma Başçavuşunun mensup olduğu statü nazara alınarak gerek Jandarma Vazife ve Selahiyet Nizamnamesi'nde ve gerekse Trafik Kanunu Tüzüğü'nde mevcut hükümlere göre trafik kazasına uğrayan bir aracın muhafazası hususunda açık - seçik bir hüküm bulunmadığı gibi, zimmet suçunun oluşabilmesi için;
1 - Ortada bir memur bulunması,
2 - Memura teslim edilmiş Devlete ait para veya para hükmünde bir eşya veya emval olması,
3 - Memurun bu malı zimmetine geçirmesi, yani mal edinmesi,
4 - Zimmet kastının bulunması,
gerekir.
Sanık 200 lira değerindeki eskimiş iki adet lastiği Jandarma Karakolu yanındaki açık yerden alarak özel aracına takması fiili görevi kötüye kullanmaktır" gerekçesiyle direnmiştir.
İncelenen dosyaya, delillere ve oluşa göre;
Sanık Ünal, olay tarihinde .........Merkez Jandarma Karakol Komutanı olarak görev yapmakta iken 15.7.1980 tarihinde E - 5 Karayolunda meydana gelen trafik kazasına görevi gereği el koymuş, çarpışan araçlardaki yolcu ve sürücülerin ölmeleri üzerine araçları karakol önüne çektirerek içinde bulunan eşyayı tesbit ettirerek birer tutanak düzenlettirdikten sonra orada bulunan Jandarma Erleri Servet ve Ferhat'a emir vererek kazaya uğrayan otomobillerden birinin iki lastiğini söktürüp kendi özel Renault otomobiline taktırmıştır.
Sanığın bu eylemi hırsızlık olarak tavzif olunup, hakkında kamu davası açılmış, yapılan son soruşturması sonunda görevi kötüye kullanma kabul edilerek incelemeye esas olan hüküm kurulmuştur.
TCK.nun 202. maddesiyle : "Kendisine tevdi olunan veya vazife dolayısıyla muhafaza, murakabe veya mesuliyeti altında bulunan para veya para hükmündeki evrak ve senetleri ve sair malları zimmetine geçiren veya mal edinen" memurun tecziye edileceği hükme bağlanmış ve bu suçun unsurları gösterilmiştir.
Bu unsurlar:
1 - Failin memur olması,
2 - Zimmet konusunun para, para hükmündeki kağıtlar, senetler veya mallar olması,
3 - Zimmete geçirilen şeylerin; memurun vazifesi dolayısıyla verilmiş olması veya vazifesi dolayısıyla memurun murakabe ve muhafaza veya sorumluluğu altında bulunması,
4 - Bu şeylerin memur tarafından aşırılması veya mal edinilmesi,
5 - Suç konusu şeyin faydalanmak kastıyla aşırılmasıdır.
10.3.1983 gün ve 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanununun 7/b maddesi : "işlenmiş suçlarla ilgili olarak kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak ve bunlara ilişkin adli hizmetleri yerine getirmek", 7/b maddesi : "Belirtilen görevler dışında kalan ve diğer kanun ve nizam hükümlerinin icrası ile bunlara dayalı emir ve kararlarla jandarmaya verilen görevleri yapmak" görevi jandarmaya verilmiştir.
Kanunun bu hükmü doğrultusunda 17.12.1983 gün ve 83/7362 sayılı Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliği de delillerin toplanması ve korunmasına dair olarak 99 ve takip eden maddelerinde gösterilen adli görevleri vermiştir. Yönetmeliğin 106. maddesinde; Jandarma'nın suç sayılan olayın meydana geldiği andan itibaren delilleri koruma görevi başlamakta ve gerekli koruyucu önlemleri alma yükümlülüğü doğmaktadır.
Mülki görevleri arasında yangın, su baskını, zelzele, heyelan gibi hadiselerde vatandaşın eşyasını kurtarma, muhafaza altına alma, yağma edilmesini önleme ve kaybına mani olma gibi görevlerinin (madde 51), suça el koyma halinde de bulunacağını kabul etmek kanun ve yönetmelik hükümleri gereğidir. Benzer düzenlemelerin önceki Tüzük'te de bulunduğu (1 Aralık 1937 tarih, 2/7756 sayılı Tüzüğün 115/vd. maddeleri) gözlenmiştir.
Yasa ve yönetmelik hükümleri uyarınca sanık, olaya el koyduğuna göre olaya ait her türlü delili de muhafaza etmek onun görevi gereğidir. Bu bakımdan kaza yapmış araçlar üzerinde herhangi bir görev ve sorumluluğu olmadığı iddiası söz konusu olamaz.
TCK.nun 202. maddesine göre suçun oluşması için zimmete geçirilen para ve şeylerin Devlet'e veya özel kişilere ait olmasının suçun oluşması bakımından önemi yoktur. Zimmete geçirilen şeyler ister Devlet'e, isterse kişilere ait olsun 202. maddede yazılı suç oluşur. Bu suçta önemli olan para veya şeylerin memurun eli altında görevi gereği olmasıdır. Bu suçta korunan; mülkiyet değil kamu hizmeti ve görevidir (Manzini - Trattado di Diritto, Penale V. N. 1372, : - 68- 69 - nakleden A.P. Gözübüyük - Türk Ceza Kanunu Açıklaması, Cilt 3. Sahife 14).
Bu açıklamalar ışığında sanığın eylemi TCK.nun 202. maddesi içinde düşünülmelidir.
Bu itibarla C. Savcısı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünü bozulmasına, karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Savcısı'nın temyiz itirazlarının kabulü ile mahalli mahkeme direnme hükmünün tebilğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 24.12.1984 gününde 2/3'yi geçen oy çokluğu ile karar verildi.