 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/977
K: 1984/2139
T: 01.03.1984
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosa incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Toplanan delillere, dosyadaki yazılara karar yerinde gösterilen gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan tekyiz itirzalraı yerinde değildir.
2- Davacı, 23.05.1983 tarihinde açtığı davada 100.000 TL.'nı dava tarihinden itibaren kanuni faizi ile birlikte tahsilini istemiş, bu dava ile tevhit edilen 23.09.1983 tarihinde açtığı davada da 117.397 TL.'nın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesini istemiştir.
Mahkeme, 100.000 TL.'nı 23.05.1983 tarihinden 30.07.1983 tarihine kadar % 5 bu tarihten itibaren 217.397 TL. alacağın tümüne % 40 faiz yürütülmesini hüküm altına almıştır.
İş Kanununun 14/12. maddesinde yapılan değişiklik 30.07.1983 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu hükmün açılacak davalara uygulama olanağının bulunduğu maddede açıkça belirtilmiştir. Kanun koyucu bu hükmün resen uygulanacağını hüküm altına almadığına göre, talep olmadan bu yönde hüküm tesisi HUMK.'nun 74. maddesine aykırı düşer. Diğer yandan davacının dava tarihinden önceye ait bir faiz talebi de yoktur.
Davacı 23.05.1983 tarihli dilekçe ile açıkça dava tarihinden itibaren o andaki kanuni faizi istemiştir. Davacının daha sonra çıkan ve 30.07.1983'de yürürlüğe giren kanunda gösterilen faizi talep ettiğinin düşünülmesi mümkün değildir. Şu duruma göre, davanın bu bölümü için 30.07.1983 tarihinden itibaren % 40 faizin hüküm altına alınması yanlıştır.
Davanın ikinci bölümü olan 117.397 TL.'lık kısmı 23.09.1983 tarihinde açılmıştır. Yukarıda da işaret edildiği gibi davacının dava tarihinden önceye ait bir talebi yoktur. Böyle bir talep olmadığı halde 23.09.1983 tarihinde açılan davanın müddeabihi için 30.07.1983 tarihinden itibaren faizin hüküm altına alınması yanlıştır.
3- Kanunda "gecikme süresi için ödenmeyen süreye göre mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesine karar verileceği belirtilmiştir. Şu halde 23.09.1983 tarihinden sonraki dönemde mevduata uygulanan en yüksek faizin ne olduğu merciinden sorulup tesbit edilmeden bu dönem için % 40 faizin hüküm altına alınması da yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda 2 ve 3. fıkradı österilen sebeplerden dolayı mahalli mahkeme kararının faiz bölümünün davalı yararına BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan kısmının ONANMASINA, aşağıdaki yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine 1.3.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.