 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/836
K: 1984/1698
T: 22.02.1984
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı farkı ile ücret farkının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahekeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 1.3.1979 - 28.2.1981 yürürlük süreli Toplu İş Sözleşmesinin 49 maddesine göre, asgari ücretler arasındaki farkı istemiştir.
Gerçekten anılan Toplu İş Sözleşmesinin 49 uncu maddesinde aynen "1.2.1981 tarihinden sonra asgari ücratler, asgari ücret taspit komisyonunca yeniden saptanması halinde, bu yeniden saptanan asgari ücretle bir önceki yasal asgari ücret olan (108) TL.'si arasındaki fark işçiye bu sözleşme ile sağlanan zam, hak ve yararlar dışında ayırca munzam bir zam olarak verilir" denilmektedir.
Bu Toplu İş Sözleşmesi ile, o Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi dışında bir hüküm getirilemez. Öte yandan bir Toplu iş Sözleşmesi hükmünün hizmet akdi hükmü olarak devam edebilmesi için ise, o hükümde yer alan hakkın Toplu İş Sözleşmesinin yürürlük süresi içinde gerçekleşmiş olması gerekir.
Olayda söz konusu asgari ücret toplu İş Sözleşmesi yürürlüğü sırasında gerçekleşmiş olmayıp, bitmesinden sonra, 1.5.1981 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.
Yüksek Hakem Kurulu tarafından yapılan Toplu İş Sözleşmesinde ise bu yönde bir hüküm yoktur.
Yüksek Hakem Kurulu'nun Toplu İş Sözleşmesi dışında istişari nitelikte verdiği kararların ise, bağlayıcılığı yoktur.
Bu itibarla davacı asgari ücretler arasındaki farkı isteyemez.
Davanın reddi gerekirken kabulü isabetsiz olup, bozmayı icabettirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebepten davalı yararına BOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.2.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
Toplu İş Sözleşmelerinde mevcut hükümler nitelikleri bakımından ikiye ayrılırlar. Toplu İş Sözleşmesinin en önemli bölümünü meydana getiren normatif hükümler ile bunun yanında sadece Toplu İş Sözleşmesinin tarafları yani sözleşmeyi imzalayan işveren ile sendika açısından hak ve borçlar doğuran vecibevi hükümleridir.
Normatif hükümler tam anlamıyla objektif hukuk kaideleri niteliklerini haiz olup sözleşmenin taraflarından başka Toplu İş Sözleşmesi ile bağlı sendikalı işveren ve işçiler üzerinde de etkiye haizdirler. Normatif hükümler sosyal koruma amacına yöneliktirler ve ferdi hizmet sözleşmesine konu olabilecek hususları düzenlerler (Prof.Dr.S.Reisoğlu. Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt kanunu şerhi. Ankara 1975 - sh. 83 v.d.)
Bir Toplu İş Sözleşmesinin süresi sona erdiği takdirde, bundan sonra yapılan hizmet sözleşmelerinde süresi sona eren Toplu İş Sözleşmesi herhangi bir etki doğurma. Hizmet sözleşmesi daha önce, yani süre sona ermeden evvel yapılmış ise, süresi sona eren Toplu İş Sözleşmesi etki yapıp yapmayacağı konusunda iş hukuku Avrupa doktirininde iki görüş ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre, Toplu İş Sözleşmesi sona erdikten sonra artık hizmet sözleşmeleri üzerinde herhangi bir etkiyi haiz olmaz. Diğer görüşe göre süresi sona eren Toplu İş Sözleşmesi, yenisi yapılıncaya kadar kapsamına aldığı işçilere uygulamakta devam eder. Avrupa İş Hukuku sistemlerine bu ikinci görüş egemen olmuştur. Alman Toplu İş Sözleşmesi Kanunu normatif hükümlerin yeni Toplu İş Sözleşmesi yapılıncaya kadar uygulanmaya devam edeceğini öngörmüş; Fransa'da ve diğer Avrupa sistemlerinde uygulamada fiilen bu görüş benimsenmiştir. (Prof.Dr.T.Esere. İş Hukuku, Ankara)
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'muzun 3 ünca maddesi Toplu İş Sözleşmesinin hükmünü düzenlerken aynen şöyle demiştir. "Her ne sebeple olursa olsun sona eren Toplu İş Sözleşmesinin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder" Görülüyor ki yasa koyucu bu hükümle Toplu İş Sözleşmesinin sona ermesinden itibaren yenisi yapılıncaya kadar hizmet akdi hükmü olarak devam edeceğini öngörmüştür. Toplu İş Sözleşmesinin normatif ve vecibevi hükümlerinin niteliklerin hedef tutulduğu sonucuna varılır; zira vecibevi hükümler hizmet akdi hükmü olarak bir ferdi hizmet sözleşmesinde yer alamazlar. (Prof.S.Reisoğu l. a.g.e. Sh. 130 ve Prof.Dr.T.Esener a.g.e. sh. 482 v.d.)
Dava konusu olayda Toplu İş Sözleşmesinde asgari ücret artışların ilişkin zammı düzenleyen hüküm niteliği itibariyle, ferdi bir hizmet sözleşmesinde yer alabilecek mahiyette olup, Toplu İş Sözleşmesinin normatif bölümünü oluşturmaktadır. Hal böyle olunca "Her ne sebeple olursa olsun sona eren Toplu İş Sözleşmesinin hükümleri yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devameder" şeklindeki yasa kuralı uyarınca toplu İş Sözleşmesinin süresi sona erince yenisi yapılıncaya kadar hizmet akti hükmü haline gelmiştir O halde Toplu İş Sözleşmesinin süresi sona erince bu hüküm sanki davacının hizmet sözleşmesinde yer almış gibi hukuki sonuçlar doğuracaktır. Burada çoğunluğun bozma gerekçesinde açıklandğı gibi Toplu İş Sözleşmesinin kendi süresinde sonraki dönem için düzenleme söz konusu olmayıp; yasanın 3 üncü maddesinde öngörülen düzenlemenin hükmünü icra etmesi söz konusudur. Yasamıza tamamen uygundur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşüncesiyle çoğunluğun bozma kararına karşıyız.