 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/8256
K: 1984/9776
T: 13.11.1984
DAVA: Davacı, meslek hastalığından doğan maddi ve manevi zararın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı idare avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup görüşüldü:
KARAR: 1- Dosyadaki yazılarla toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itiazları yerinde değildir.
2- 1.12.1964 tarihinden beri Sümerbank Merinos Yünlü Sanayi Müessesesi Dokuma bölümünde çalışan davacının çalıştığı yerdeki dokuma tezganlarının çıkardıkları gürültülerin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 22. maddesinde belirlenen sınırların üstünde bulunması nedeniyle her iki kulakta meydana gelen işitme kaybı sonucu genel çalışma gücünün % 18'ini yitirdiği mahkeme kararı ile tesbit edilip kesinleşmiştir.
Her ne kadar bu karara dayanak yapılan 3 kişilik bilirkişi raporunda meslek hastalığının meydana gelmesinden işverenin % 100 kusurundan da söz edilmişse de; o davada sadece maluliyetin tesbiti istenmiş bulunduğuna göre kusurla ilgili mütalaa istek ve amaç dışı olduğu gibi kaçınılmaz etken kavramının da bütün yönleriyle tam isabetle değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 22. maddesinde ağır ve tehlikeli işlerin yapılmadığı yerlerde gürültü derecesinin 80 desibel'i geçmeyeceği; daha çok gürültülü çalışmayı gerektiren işlerin yapıldığı yerlerde gürültü derecesinin en çok 95 desibel olabileceği ancak bu durumda işçiler başlık, kulaklık veya kulak tıkaçları gibi uygun koruyucu araç ve gereçlerin verileceği öngörülmüştür.
İşyerinde teknik bilirkişilerle yapılan incelemede 65x80 m. boyutundaki dokuma bölümünde 4 ayrı grup halinde 260'tan fazla tezgah bulunduğu, ayrıca grup tezgahların arasında 13 adet daha tezgahın kurulu olduğu ve ölçüm yapıldığı anda bu tezgahların çalışmadığı halde gürültü derecesinin bu salonda 104-106 desibel olduğu tesbit edilmiş, ancak gürültünün zararlı etkilerinden korunmak için işyerinde Tüzüğün 77 ve 78. maddelerinde belirtilen önlemler alınsa bile zararlı sonuçların ve özellikle meslek hastalığının tamamen önlenip önlenemeyeceği hususların yeterince incelenip tartışılarak açıklığa kavuşturulmamıştır.
Diğer taraftan iş güvenliği müfettişleri tarafından düzenlenen 3.12.1973 tarihli raporda; gürültü düzeyinin makinelerin karakteri yönünden mekanik olarak veya ekranlama ile düşürülmesinin mümkün olmadığı, işçilere koruyucu olarak gliserinli pamuk kulak tıkacı verildiği halde işçilerin bunu kulanmadıklarından sözedilmiştir. 1475 sayılı Kanunun 73. maddesindeki buyurucu kurala göre işçilerin de alınan önlemlere uymak zorunda olduklarını da değerlendirmelerde gözönünde bulundurmak gerekir.
Sonuç olarak kusur ve kaçınılmazlık halleri ve tehlike sorumluluğu konusunda yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi hatalı görülmüştür.
3- Kabul şekli itibariyle de S.S. gelirlerindeki son katsayı artışlarının da sorulup maddi zarardan düşülmesi gerekir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan sebeplerden davalı yararına BOZULMASINA, 13.11.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.