 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/82
K: 1984/833
T: 01.02.1984
DAVA: Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı Hazine avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, 26.10.1981 tarihinde emekli olmuş ve kendisine kıdem tazminatı 7.12.1981 tarihinde kısmen nakit, kısmen de Devlet tahvili olarak ödenmiştir. Ödeme yapılırken başlangıç tarihi 25.9.1981 ödeme tarihi ise, 25.12.1981 olana 90 günlük ve % 34 faizli kupon da birlikte verilmiştir. Ancak bu kuponun başlangıç tarihi 25.9.1981 ile ödeme tarihi 7.12.1981 arasında isabet eden faiz tutarı olan 69.900 lira işverence tenzil edilmiştir.
Davacı, Toplu İş Sözleşmesi hükmüne dayanarak tenzil edilen bu miktarın tahsilini istemiştir.
Mahkeme, 69.900 liraya aynen karar vermiştir.
1 - Gerçekten 1.3.1979 - 28.2.1981 tarihleri arasını kapsayan Toplu İş sözleşmesinin 50 nci maddesinde, işçilerin her türlü haklarının işten ayrılma ve çıkarma tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde ödeneceği hükme bağlanmıştır. Ancak burada anılan süre içinde ödeme yapılmaması halinde gecikmeden dolayı Devlet tahvili faizi ödeneceğine dair bir hüküm yoktur. Böyle olunca, işveren kıdem tazminatının zamanında ödenmemesinden dolayı Devlet tahvili faizi ödemek zorunda değildir. Mevcut durum davacıya ancak temerrüt tarihi olan 3.11.1981'den, ödeme tarihi olan 7.12.1981'e kadar geçen süre için senevi % 5 den kanuni temerrüt faizi isteme hakkını verir. Ne var ki, davacı, asıl borcu teşkil eden kıdem tazminatının ödenmesi sırasında ihtirazi kayıt dermeyan etmemiş bulunduğundan % 5 faiz de isteyemez.
Fesihten önceki süre için ise kıdem tazminatı hakkı doğmamış olduğundan, onun fer'isi olan faiz hakkı da gerçekleşmiş olmayacağı cihetle o dönem için davalının sorumluluğundan zaten söz edilemez.
O halde, isteğin tamamena reddi gerekirken hüküm altına alınmış olması isabetsiz olup, bozmayı icabettirmiştir.
2 - Kabule göre de; 69.900 liranın, 25.9.1981 tarihinden 7.12.1981 tarihine kadar geçen sürenin faiz karşılığı olduğu anlaşılmaktadır. Oysa karar yerinde davacının 27.10.1981 ile ödemenin yapıldığı 7.12.1981 tarihleri arası için tahvil faizine hak kazandığı açıklanmıştır.
Buna göre, sadece kabul edilen süre için hesap yapılarak bulunacak miktara karar vermek gerekirken kabul dışındaki kısmın da hüküm altına alınmış olması doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerden davalı yararına BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 1.2.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.