 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/3404
K: 1984/3474
T: 27.02.1984
DAVA : Davacı iş kazası sonucu uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesine karara verilmesini istemiştir.
Yerel Mahkeme isteği reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
Dava Y. AŞ, Y. AŞ, Y.T. ve Y.S. aleyhine birlikte açılmıştır.
Davalı Y.T. ve Y.S. vekili cevabı ile husumetin kendilerine teveccüh etmeyeceğini savunmuştur.
4. oturumda davacı vekili (Y.T.) ve (Y.S.) adındaki şahıslar yönünden davayı takip etmeyeceklerin diğer adi ortaklığa davetiye çıkarılmasını istemiştir. Bu beyana davetle Y.S. yönünden husumet yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bu kararın sözü geçen gerçek kişi davalılar vekili tarafından temyizi üzerine mahalli mahkeme söz konusu kararın nihai karar olmadığından bahisle temyizi kabil olmadığından reddine karar verilmesi o karar olmadığından bahisle temyizi kabil olmadığından reddine karar verilmiş o kararda süresinde temyiz edilmiştir.
Mahalli mahkemenin 27.2.1984 tarihli kararı davalılar Y.Td. ve Y.S. yönünden davayı sonuçlandırıcı nitelikte bulunmakla karar temyizi kabil olduğundan mahalli mahkemenin 2.3.1984 tarih 1983/138 e. sayılı temyiz talebinin reddine ilişkin kararı doğru bulunmadığından HUMK. 432/5. maddesi gereğince bozulup kaldırılmasına karar verilerek işi esası incelendi.
A ) 1 - Yukarıda işaret edildiği gibi haklarındaki dava red olunan gerçek kişi dava açılmıştır. HUMK. 46. maddesi çerçevesinde davalılar hakkında tefrik kararı verilip davalar müstakil hale getirilmeden bir kısım davalılar hakkında davanın reddine diğer bir kısım davalılar hakkındaki dava yönünden tahkikatın devamına karar verilemez.
2 - Davalılar Y.T. ve Y.S. hakkındaki dava red edildiğine göre bu davalılar lehine masraf ve vekalet ücreti hüküm altına alınmalıdır.
3 - Esas hakkındaki karar ittihaz edilirken HUMK. 489. maddesinde belirtilen esaslar dairesinde hareket edilmelidir.
Bu sebeplerle mahalli mahkeme kararının bozluması gerekmiştir.
B) Davacı 4. oturumda Y.T. ve Y.S. hakkındaki davayı takip etmeyeceklerini bildirmiş bu beyana karşı çıkılmamıştır. Şu halde HUMK.409/1. maddesi çerçevesinde bu davalılar hakkındaki davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken esas hakkında karar ittihazı yanlış ise karar davalı tarafça temyiz edilmiş bulunmakla aleyhe bozma yapılamıyacağından bozma sebebi sayılmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda (A) bendinde gösterilen sebeplere binaen mahalli mahkemenin 27.2.1984 tarihli kararının davalılar Y.T. ve Y.S. yararına BOZULMASINA, (...) 2.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.