 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/2616
K: 1984/3243
T: 28.03.1984
DAVA : Davacı vekili davalıya sehven ödenen kıdem tazminatının istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinda davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davalı, davacı D.B.Deniz Nakliyat T.A.Ş. Genel Müdürlüğü'nde işçi statüsünde çalışmakta iken Bakanlar Kurulu Kararı ile Genel Müdür Yardımcılığına atanmış, böylece statüsü değiştirilmiş ve kendisine kıdem tazminatı ödenmiştir.
Davacı Genel Müdürlük, Maliye Bakanlığının bir yazısı üzerine davalıya kıdem tazminatının sehven ödendiğinin anlışıldığını bildirerek istirdadını dava etmiştir.
Gerçekten, kıdem tazminatı hakkının hangi hallerde elde edilebileceği 1475 sayılı İş Kanunu'nun değişik 14. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre diğer koşullar yanında hizmet aktinin anılan maddede gösterilen sebeplerden birisi ile feshedilmiş veya sona ermiş olması gerekmektedir. Fesih, taraflar arasındaki fiili ve hukuki ilişkiyi sona erdiren hukuki bir işlem olup, bu yoldaki iradenin karşı tarafa açıklanmasıyla gerçekleşmiş olup statü değişikliğinde böyle bir irade açıklanması yoktur. Bu nedenle işverenin feshinden sözedilemez. Burada ancak iş şartlarının esasla bir şekilde değişikliği söz konusu olabilir. Bu hal ise, İş Kanunu'nun işçiye fesih hakkı tanıyan 16. maddesinin 11. bendinin (e) fıkrasındaki durumu oluşturur.
Olayda, davalının akti feshetmeyerek yeni görevinde çalışmasını sürdürdüğü anlaşılmaktadır. O halde, davalı için kıdem tazminatı isteme hakkı doğmamıştır. Esasen, işçilikte geçen hizmet süresi ileride tabi olduğu mevzuat açısından şartları gerçekleştiğinde kıdem tazminatı ya da meekli ikramiyesi de değrlendirilecektir.
Bu nedenlerle davacı, dravalıya ödediği kıdem tazminatını geri isteyebilir.
O halde, geri almanın diğer unsurları da incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, feshin gerçekleştiğinden bahisle isteğin reddi doğru olmayıp, bozmayı icabettirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.3.1984 günüonde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davalının, davacı D.B. Deniz Nakliyat T.A.Ş. Genel Müdürlüğü'nde işçi statüsünde çalışmakta iken Bakanlar Kurulu Kararı ile Genel Müdür Yardımcılığına atanmak suretiyle statüsünün değiştirildiği ve işçi statüsünde iken memur statüsüne geçirildiği anlaşılmaktadır.
Statü değişikliği sırasında davalıya ödenen kıdem tazminatının sehven ödendiğinden bahisle davacı kuruluş ödenen paranın istirdaen tahsilini istemiştir.
Kıdem tazminatının hangi hallerde ödeneceği 1475 sayılı Yasanın edğişik 14. maddesinde açıklanmıştır. İş yasası bu hakkın doğumu için iş aktinin feshiden veya son bulmasından bahsetmiştir. Davalının Bakanlar Kurulu kararıyla statüsünün değiştirilmiş olması İş Yasası'nad anılan sona erdirme veya fesih hallerinden değilse de, kıdem tazminatıyla ilgili hükümlerin birlikte incelenmesinde işçinin ahlak ve iyiniyet kuralları ve akte aykırı hareketlerinden başka bir nedenle akdi ilişkisinin kesilmiş olmasının yeterli olduğu sonucuna varmak mümkündür.
İşçilikte geçen sürenin diğer mevzuatile yapılacak intibakta gözönüne alınması bu yasalarda aksine bir hüküm bulunmadığına göre işçilik süresi ile iligili olup, İş Kanunu'ndan doğan kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmız. İşçinin memur olarak işine devam etmesi dahi kural olarak bu sonucu etkilemez. Davalı işçilikte memur statüsüne geçirildiğine göre, Sosyal Sigortalar Kurumu Yasası'na bağlı işçilikte geçen hizmet süreleri artık Eekli Sandığı'nda geçen hizmet süreleri ile birleştirilmek suretiyle ve Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre, hak kazanmak koşulu ile birleştirilen hizmetleri üzerinden emeklilik veya malüllük aylığı bağlanacaktır. Bu durumda ise, ikramiye hakkı dahi son tabi olacağı yasaya göre emeklilik veya malüllük maaşına hak kazanma koşullarının gerçekleşmesine bağlanması nedeniyle davacının diğer hak doğuran sebeplerden yararlanma olanağını ortadan kaldırılmış olacaktır. Hal böyle olunca kıdem tazminatı hakkının İş Yasası'nın amacına aykırı olarak sınırlandırılması sonucunu doğuracağı cihetle yasal açıdan haklı görüleceği düşünülemez. diğer yandan doğmuş bir hakkın ileride emekli olma olasılğına talik ilkesiyle de bağdaşmaz. Memur statüsünde iken ölüm vesair bir nedenle emekli veya malüllük maaşına hak kazanmadan sona ermesi halinde kıdem tazminatının ikramiyeye döşüşmesi de mümkün olamayacağı cihetle memur statüsüne geçmeden önce gerçekleşmiş olan kıdem tazminatı hakkını da tatamen kaybetmiş olacaktır. Bu ise hakkaniyet ilekesine tamamen aykırı sonuçlar doğuracak ve kazanılmış bir hakkı ortadan kaldıracaktır.
Kaldı ki, davalı statü değişikliğini istemiş değildir. Davacı kuruluş ödeme tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre kıdem tazminatını ödemiştir. Bu nedenlerle yerel mahkeme kararının onanması düşüncesiyle çoğunluk kararına katılınmamıştır.