 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/2001
K: 1984/2562
T: 09.03.1984
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davalı işveren Toplu İş Sözleşmesinin verdiği yetkiye dayanarak davacının işinde değişiklik yapmıştır; kuşkusuz işveren bu değiştirme yetkisini kullanırken İş Kanunun hükümleri uyarınca işçi aleyhine olarak hareket edemez. Olayda değişikliğin aleyhe olarak yapıldığı anlaşılmakla işçi kıdem tazminatına müstehaktır. Ancak işçi değişikliğe muvafakat etmeyerek işi terketmiştir. İşi bu suretle terk hizmet sözleşmesini haklı nedene dayanarak bozma anlamını taşır. İşverenin de sırf davacı işçiyi sözleşmeyi bozmaya zorlama amacıyla hareket ettiği de gerçekleşmemiştir. Sözleşme bu suretle bozulduktan sonra, yeni bir fesih beyanının gelmesi gerçekleşen önceki feshin hukuki sonuçlarını değiştirmez. O halde, sözleşmeyi haklı nedene dayanarak bozan taraf ihbar tazminatı isteyemez.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın kıdem tazminatı kısmının ONANMASINA, ihbar tazminatından BOZULMASINA, temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 9.3.1984 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI (I)
Davacının iş şartları aleyhe değiştirilmiştir. Davacı yeni işi kabul etmemiş, fakat hizmet aktini de feshetmeyerek eski işinin verilmesi için beklemiştir. Bu sırada davalı işveren hizmet aktini devamsızlık nedeniyle feshettiğini bildirmiştir. Bu durumda hizmet aktinin işverence haklı neden olmaksızın bozulduğundan kabulü gerekir. Böyle olunca da davacı ihbar tazminatına da hak kazanır. Aksini içeren çoğunluk bozma kararına bu sebeple iştirak etmiyorum.
KARŞI OY YAZISI (II)
Davacının işi, taraflar arasındaki iş aktinin 5/b maddesi gereğince, değiştirilmiştir. Davacının İş Kanununun 16/II-e maddesi gereğince yasal süre içinde iş aktini fesih hakkı doğduğu halde, davacı işçi akti fesih etmemiş ve fakat işe de devam etmemiştir. Davacının işe devamsızlığını fesih iradesi olarak kabul etmek mümkün değildir. Fesih iradesinin hiç bir tereddüdü mucip olmayacak derecede açık ve kesin olması gerekir.
Davacı işçi aktin feshini bildirmemiş ve böylece arkası arkasına iki günden çok işe de devam etmemiştir. Bu hal davalı işverene İş Kanununun 17/II-f maddesi gereğince akti fesih yetkisi vardır. Davalı bu yetkisi İş Kanununun 18. maddesinde gösterilen süre içinde kullanmıştır.
Şu halde, davacı kıdem tazminatı da alamaz. Bu bakımdan sayın çoğunluğun kıdem tazminatı yönünden onama kararına katılmak mümkün değildir. Kararın bu yönden de bozulması gerektiği kanaatındayım.