 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/10983
K: 1985/1534
T: 12.02.1985
DAVA : Taraflar arasındaki teşvik ikramiyesinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davalı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22.1.1985 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davalı adına avukatı ile karşı taraf adına avukatları geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinledikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1- Davacı üyesi olduğu Çimse-İş Sendikası ile davalı işveren arasında akdedilen 1.4.1980 - 31-3.1981 yürürlük süreli işkolu toplu sözleşmesinin 46/B-c madde ve fıkrasındaki ".... bilanço karının beher milyon lirası için 1. fıkra ile tesbit edilen 130 günlük ikramiyeye 1 gün ilave edilir..." hükümüne dayanarak 1.1.1981 tarihinde işyerinden emeklilik nedeniyle ayrıldığı 25.5.1981 tarihine kadar olan çalışma süresi için teşvik ikramiyesi ödenmesini istemiştir.
Buradaki ödemenin işçilere bilanço karından pay verilmesiyle ilgili olduğu açıktır. Ancak TTK. hükümlerine göre işçilere bilanço karından pay verilebilmesi için bunun şirket ana sözleşmesinde açıkca gösterilmiş olması icap eder. Ana sözleşmede bu yönde hüküm bulunmadıkça işçilere kardan pay verilemez. Hizmet akidleriyle veya toplu iş sözleşmesi ile de şirket karından pay tevzi edilemez. Hizmet akitlerine veya toplu iş sözleşmesine konulan böyle bir hüküm şirketi bağlamaz.
Davalı şirkete ait ana sözleşmede işçilere bilanço karından pay verileceğine dair herhangi bir hüküm yoktur. Genel Kurulca alınmış ve kesinleşmiş bu yönde bir kararın varlığından da söz edilmemiştir.
Şu durumda davacı yukarıda belirtilen toplu iş sözleşmesine dayanarak söz konusu teşvik ikramiyesi isteğinde bulunamaz durum böyle olunca davanın reddi gerekir.
Mahkemenin aksine düşünce ile yazılı şekilde isteği hükmü altına alması bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda 1. bentte gösterilen sebeple davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklandığı üzere davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, bozmada oybirliği sebebinde oyçokluğu ile davalı yararına takdir edilen 6.500 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükseltilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.2.1985 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Emeklilik nedeniyle 25.5.1981 tarihinde ayrılan davacı çalıştığı dönemde üyesi bulunduğu Çimse-İş Sendikası ile davalı işveren arasında yapılan işkolu düzeyindeki toplu iş sözleşmesinin 46/B-c maddesindeki hükmü dayanak yaparak 1981 yılı bilança karı nedeniyle aynı senedeki çalışma süresiyle orantılı olarak fark teşvik ikramiyesi istemiştir.
Gerçekten davalı Çukurova Çimento Sanayii T.A.Ş. ile davacının üyesi bulunduğu Çemse-İş Sendikası arasında yapılan ve 1/4/1980-31.3.1981 tarihleri arası geçerli toplu iş sözleşmesinin ikramiyeleri başlığını taşıyan IX. bölümündeki 45. maddesinde 6772 sayılı yasaya paralel ilave tediyeye ilişkin düzenleme yapıldıktan sonra 46. maddesinde de üretim, artırma, tavır ve heraket, devamlılık işlerde dikkat ve itinaya göre belirli puanları tuturan montaj işi dışında çalışan işçilere 130 günlük ücret tutarında teşvik ikramiyesi öngörülmüş ve aynı maddenin sondan 3. fık9rasında da bilanço karının beher milyon lirası için 1. fıkra ile tesbit edilen 130 günlük ikramiyeye bir günün ilave edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Bu toplu iş sözleşmesinin 2.3.1982 tarihinde Yüksek Hakem Kurul tarafından 1.4.1981 tarihinden etkili toplu iş sözleşmesinin 45. maddesi ilave tediyeden ve 6772 sayılı Yasadan söz etmeksizin sadece ikramiye başlığı altında düzenlenmiş ve işçilere yılda 120 günlük ücretleri tutarında ikramiye ödeneceği hükmünü getirmiştir. Aynı maddenini ikinci fıkrasında da işveren şirketin statüsünde ikramiye veya tremettü verilmesi kıydı olsa dahi işçilere sadece bu maddede belirtilen ikramiyenin ödeneceği ve 5. fıkrada da 1.1.1982 tarihinden sonra bu esaslara uygun işlem yapılacağı açıkca vurgulanmıştır. Ne var ki aynı fıkranın devamında süresi sona eren sözleşmede belirtilen ikramiyeler ile 120 günlük ikramiye arasındaki fark ki bu Çukurova için 190-120 = 70 gün/ücretin 1.1.1982'den geçerli olarak sözleşmede beliren formüle göre asıl ücret yansıtılacağı kabul edilmiştir.
Kuşkusuz bu ikramiye süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin aynı numaralı maddesinde düzenlenen ilave tediyeye karşılık getirilmiştir. Uyuşmazlık yönünden önemli olan bu maddenin yukarıda açıklanan 2 ve 5. fıkralarındaki sınırlayıcı kurallardır. Yeni sözleşme 45. maddedeki ikramiyeden başka bir ikramiye öngörmemiştir.
Yeni sözleşmeler, eski sözleşmenin 46. maddesindeki teşvik ikramiyesi yerine işçilerin yaptıkları işin niteliği, önemli gayret ve sorumlulukları dikkate alınarak işverence tespit edilecek işçilere iş riski, başarı ve teşvik zammı getirilmiştir. Davada yeni sözleşmenin 45 ve 46. maddelerine ilişkin bir istek yoktur.
İstek açık şekilde yeni sözleşme ile kaldırılan 130 günlük teşvik ikramiyesinin 1.1.1981-31.12.1981 tarihleri arası bölanço karının her bir milyonu için ilave edilecek 1 günlük ücret tutarıdır. Burada bilanço karı teşvik ikramiyesinin artırımı için bir gösterge (ölçü) olarak getirilmiştir.
Bilanço karına bağlı olmakla beraber ölçü niteliğinde bulunduğu da ortadadır. Planlanan yıllık üretimi aşan her bir torbma için de ikramiye gün sayısına 1 gün ilave edilir de denebilirdi. Bu nedenle TTK'nun ve anasözleşmenin kar ayrımı hükümleriyle sıkı sıkıya bağlı ve sınırlı olduğunu düşünmek kanımızca isabetli bir çözüm yolu değildir. Kaldı ki TTK'nda ana sözleşmede olmasa bile işçiye her türlü yardımın yapılacağına dair hükümler vardır.
Davacının ileri sürdüğü gibi teşvik ikramiyesi hak ediş ve ödeme koşulları itibariyle 6772 sayılı yasa paralelinde ödenen ilave tediyeden tamamen ayrı özellikler taşıdığından bu yasaya eklenen ek madde ve geçici maddedeki kurallarla da ilgisi görülemez. Ancak süresi 31.3.1981'de sona eren sözleşmenin bu ikramiyeyi (primi) düzenleyen 46. mad8desinde ikramiyenin ödendiği yıla tekaddüm eden takvim yılı içinde tam çalışmayana çalıştıkları gün sayısına oranla kıst esasına göre ödeme yapılacağına ve yine aynı maddenin sonunda; ikramiyenin ödendiği yıla tekaddüm eden takvim yılı içinde işyerinde çalışmış olup da ölen, emekliye ayrılan veya askerlik sebebiyle ayrılan veya işverence kıdem tazminatı ödenerek iş akdi feshedilenlere ikramiyenin ödendiği yıla tekaddüm eden takvim yılı içindeki çalıştıkları gün sayısı oranıyla ödeme yapılacağı yolundaki hükümlere göre davacının emekli olduğu tarihe kadar değil de bu hükmü kaldıran yeni sözleşmenin 1.4.1981 yürürlüğü tarihine kadar ki çalıştığı süreyle orantılı olarak bu ikramiyeden yararlanacağı görüş ve kanaatinde bulunduğumdan kararın bu nedenle bozulması oyundayım.
Nitekim Yüksek Haem Kurulunun yorum kararında da ödenmesi gerektiği görüşüne yer verilmiştir. Evvelce aynı konuda geçen kararlar da dairemizde onanmıştır.