 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/1061
K: 1984/1906
T: 24.02.1984
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı farkıyla ikramiye çocuk parası ve yemek parasının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Yerel Mahkeme isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : İş Kanunu'nun 13/A maddesi hükmünce "süresi belirli olmayan sürekli hizmet akitlerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir." Aynı maddenin (c) bendinin 2. fıkrasına göre "işveren, işçinin ihbar önellerine ait ücretini peşin vermek suretiyle hizmet akdini feshedebilir." Olayda ihbar, kıdem tazminatı peşin ödenmek suretiyle hizmet sözleşmesi bozulmuş, davacı ihbar öneli içerisinde gerçekleşecek hakları dikkate alarak kıdem tazminatı ve sair haklar farkının tahsilini istemiş, mahkeme isteği kabul etmiştir.
Hizmet akdinin bozulması yolundaki irade açıklaması bozucu yenilik doğuran bir hakkın kullanılması niteliğinde olduğundan açıklanmasıyla hukuki sonuçlar derhal doğar ve sözleşme bozulmuş sayılır ve ihbar öneli hizmet süresine eklenemez. Artık bundan sonra ihbar öneli verilmiş olsaydı o arada yürürlüğe girecek olan Toplu İş Sözleşmesi'ne dayanılarak fark tazminat isteğinden bulunulamaz. 9.Hukuk Dairesi'nin yerleşmiş uygulaması bu yönde olduğu gibi Hukuk Genel Kurulu'da müteaddit kararlarıyla bu görüşü benimsemiştir. (Hukuk Genel Kurulu 16.3.1983 gün, E. 1975 K. 231; 9.2.1982 gün, E. 1200 K. 132; 24.4.1981 gün, E. 166 K. 307 sayılı kararları). Burada şu hususta özellikle belirtilmelidir ki, sözleşmenin sırf yeni Toplu İşq Sözleşmesi'nden yararlandırmamak amacıyla kötü niyetle feshi halinde dava konusu fark alacakları tazminat olarak istenebilirse de, olayda kötü niyet iddia ve ispat olunmadığına göre) davanın kabulü bu yönden de isabetsizdir. (Emsal karar: 9. Hukuk Dairesi 24.12.1982 gün, E. 9330, K. 10107 sayılı Karar).
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde ilgiliye iadesine 24.2.1984 gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Türk İş Hukuk Düzenlemesinde normal koşullar iinde belirsiz süreli, sürekli hizmet akitlerinin feshinde önceden haber verme ilkesi benimsenmiştir. Sürekli işlerde belirsiz süreli hizmet akdinin oluşmasıyla bu ilke kendiliğinden bir fesih koşulu ve bir fesih güvencesi olarak ortaya çıkar. Hizmet sözlmeşmesi de en azından yasada öngörülen ihbar önelinin sonunda feshedilmiş sayılır.
Bu temel ilkenin dğal sonucu olarak önel süresi içinde hizmet akdinin taraflara yüklediği hak ve borçlar aynen devam edeceğinden bu arada yeni bir Toplu İş Sözleşmesi yürürlüğe girerse, bundan işçi yararlanacağı gibi bildirim süresi geçtikten ve akid sona erdikten sonra imzalanıp gerçerliliği önel içine rastlayan sözleşmeden de eğer imza tarihinde işyerinde çalışma koşulu yoksa işçinin bu sözleşmenin geçerlilik süresi ile önel sonu arasında getirdiği haklardan yararlanması gerekir.
Bildirim şartı yasalarımıza emredici bir kural olarak girmiştir. Bu nedenle de bildirim sürelerini ortadan kaldırmak sonucunu doğuran bir sözleşmeye itibar edilemez. Aksine yasadaki bildirim sürelerinin sözleşmelerle artırılacağı kabul edilmiş ve bildirim şartına uymayan tarafın önellere ilişkin ücret tutarında tazminat ödenmesi öngörülmüştür.
İş akdinin önelsiz feshi için haklı bir sebep bulunmadığı halde akid işverence feshedilmişse işçinin önelle ilgili bütün haklarından yararlandırılması gerekir. Bu akdin önel sonunda feshedileceğne dair yasal kuralın bir sonucudur.
Bu nedenle önel süresinin kıdem tazminatı hesabına katılmaması yolundaki çoğunluk görüşüne katılınmamıştır.
Üye Üye
A.B. Ş.İ.