 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 1984/10531
K: 1984/10466
T: 27.11.1984
DAVA : Davacı, fazla çalışma parası ile cumartesi günleri ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm, süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalı Kurumun Bolu'daki işyerinde sondaj işçisi olarak çalıştığını, toplu halde Mengenve gökçesu civarındaki sondaj mahalline işverenin aracı ile götürülüp getirilmelri esnasında yolda geçen sürenin iş süresinden sayılarak bunun karşılığı fazla çalışma parası ile TİS'nin 28'inci maddesi uyarınca çalışılan cumartesi günleri ücretlerini istemiştir.
Davalı ise özetle; işyerinin Bolu olmayıp sandaj mahalli olduğunu bu yerlerin oturmaya elverişli bulunmaması, yeme, yatma ve diğer bireysel ve toplumsal ihyaçların şehir imkanları ölçüsünde karşılanması için Bolu'da bina kiralanarak orada ikamet edildiğini ve işyeri ile oturulan yerler arasındaki toplu taşımacılık işin niteliğinden değil aradaki mesafenin uzaklığından kaynaklanıp tamamen sosyal amaçlı bulunduğunu ve vardiye çalışmalırında TİS'nin 67'Vnci maddesine göre fark ödeme yapıldığından ayrıca cumartesi çalışma parası ödenemeyeceğini savunarak davanın reddi isteğinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kısaca İş Yasasanın 62/le maddelerindeki hükmün değişik şekilde anlaşılıp uygulanmasından ve cumartesi çalışmalarıyla ilgili TİS'nin 28'inci maddesinin yorumlanmasından doğmuş bulunmaktadır.
İş Kanunu'nun işin düzenlenmesiyle ilgili 4. bölümünde yer alan 62'nci madde eymeli çalışma olmadığı halde bazı durum ve halleri çalışılmış gibi günlük iş süresinden saymıştır. Bunlar arasında yer alan (e) bendinde de (Deniz yolları) vesair yollar ve köprüler yapılması muhafazası yaput tamir ve tadili gibi işlemlerde olduğu veçhile, işçilerin ikamet ettikkleri mevkilerden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte nakledilmelerini gerektiren her türlü işlerde bunların toplu ve mukannen (önceden bilinen) surette götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler de günlik kanuni iş sürelerinden sayılmıştır.
Ancak konunun daha iyi anlaşılması için önemli olan bir noktaya işaret etmek gerekmektedir. 3008 sayılı eski iş Kanunun 40'ncu maddesinde de aynı paralelde hükümler mevcut idi, madde bu hükmüyle mutlak şekilde işin ve işyerinin niteliği nazara alınmadan gereksiz bir çok işçi taşımalarında da uyğulandığı ve bu uygulama sakıncalara ve özellikle sosyal amaçlı işçi götürüp gelişleri engellediği için 931 ve 1475 sayılı yasalarda aynı maddeye (ll) bent eklenmiş ve işin mahiyetinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardımı gayesiyle işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen zaman iş süresinden sayılmamıştır.
İş Kanununda işin yapıldığı yer alarak tanımlanan işyerlerini sabit ve belirli, değişebilir ve belirsiz işyerleri diye iki kategoriye ayıracak olursak 62/le maddesinde örnek olarak sayılan işyerleri hiç şüphez ikinci kategorideki işyerlerini kapsar. Bu işyeri Demir Yolları, ve sair yollar ve köprülerin yapılması, muhafazası yahut tamir ve tadili gibi yapıldıkça ilerleyen ve özellikle ilerledikçe başka alanlara kayan ve değişen bir kararter ve nitelik gösterirler. Bu tür işyerlerinde çalışan işçilerin ikamet ettikleri mevkilerden uzak mesafedeki işyerlerine nakledilmeleri işveren için de bir yükümlülük getirdiği gibi bunların toplu ve mukannem surette götürülüp getirilmeleri esnasında araçta geçen süreler de günlük iş sürelerinden sayılacaktır. Fıkradaki her türlü iş deyimi ikametgahlardan uzakta bulunan her türlü değişen işyerlerindeki işi ifade etmektedir. Buna karşılık işyeri sabit ve belirli ise bunlar şehir ve kasabalar ya da oturulan yerlerden uzakta olsalar bile bu işyerlerine götürülüp getirilmeleri işin niteliğinden doğmayıp, aradaki mesafa ve uzaklık sebebiyle sosyal yardım düşüncesinden kaynaklandığı için götürülüp getirilme esnasında yolda geçen süreler iş süresinden sayılmayacaktır. Yasama belgeleri ve H.G. Kurulunan 14.6.1972 gün ve 9-318 esas sayılı Kararında oluşan düşüncelere de aynı doğrultudadır.
İddia ve savunmalarla dosyadaki yazı ve tanık sözlerinden davacının, oturduğu Bolu'dan 40-50 km, uzaklıkta Mengen ve Gökçesu civarındaki kömür madeni sandaj işyerinde çalıştığı hergün işvereneni veya kiraladığı araçla toplu halde ikamet ettikleri Bolu'dan bu işyerlerindeki toplama yerlerine getirildikleri oradan da jiplerle işlere dağıtıldıkları bir sondaj yerindeki işin 1 ay kodar sürdüğü, diğer sondaj yerlerinin 200 250 m'lik olan içinde kaldığı bir kısım işçilerin sondaj yerine yakın Mengen ve Gökçesu kasabalarında ikamet ettikleri oralarda ve arazide İş Kanununun 74 ve Hıfzıssıhha Kanunun 179 ve İşçi Sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün 46-56 maddelerine uyğun konut tamini mümkün bulunmadığından ihtiyaçların şehir olanakları ölçüsünde karşılanması için davacı ve diğer bir kısım işçiler için Bolu'da konut kiralandığı, büronun da bu şehirde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı Bolu'da oturup işyerine davalı idarenin aracı ile gidip gelmekte olup, Bolu ile sondaj mahallinde dağıtma yeri arasında geçen zamanın iş süresinden sayılması halinde normal çalışma süresini aştığından iki saatlik fazla çalışma parası istemektedir.
Bu işyeri az önce oldukça ayrıntılı olarak açıklaması yapıldığı üzere 62/l-e maddesinde sayılan işlerde olduğu gibi değişken ve belirsiz bir işyeri niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. bu itibarla buradaki toplu taşıma işin niteliği gereginden değil aradaki mesafeden doğma sosyal yardım düşüncesine dayanan bir zorunluluk olduğundan Bolu ile sondaj mahallendeki dağıtma yeri arasında araçlarda geçen sürenin iş süresinden sayılması mümkün değildir.
Cumartesi çalışmasına gelince; Yüksek Hakem Kurulu tarafından 18.7.1981 tarihinde yürürlüğe konan 1.6.1980 31.5.1983 tarihleri arasında geçerli TİS'nin çalışma süreleriyle ilgili 28'inci maddesinde günlük ve haftalık çalışma süresi günde 9'ar saaten haftada 45 saat olarak tespit edilmiş ancak, çalışılmayan cumartesi günleri ücreti bir iş karşılığı olmaksızın normal yevmiye olarak çalışıldığı takdirde ise, bir kat fazlasıyla ödeneceği kabul edilmiştir.
Davacı işyerinde günde 8'er saatlik 3 vadiye halinde çalışıldığı haftanın 6 işgününde bu biçimde 48 saat çalışma yaptığını ileri sürerek 28'inci maddenin yukarıya yazılan hükmüne göre yüzde yüz zamlı cumartesi ücreti itemiştir.
Gerçekten 28'inci maddenin bu hükmünden böyle bir anlayışa varmak mümkün gibi görünüyorsa da bu maddenin hafta tatilini düzenleyen 41 ve vardiya zammını düzenleyen 67. mladdesiyle birlikte incelendiğinde bu anlayışın yanlış olduğu sonucuna varılmaktadır.
Toplu İş Sözleşmesi'nin hafta tatili ile ilgili 41'inci maddesinde hafat tatilinin pazara günü olduğu açıkça vurgulanmış, cumartesi günü hafta tatilinden sayılmamıştır. O halde, TİS'nin 28/a maddesindeki hükmünü İş Kanunu'nun iş sürelerine ilişkkin 61'inci maddenin ikinci fakrasındaki hüküm paralelinde bir düzenleme olarak kabul etmek gerekmektedir. 61'nci madde hükmünde de haftalık 48 (2869 sayılı kanunla değişiklikte 45 saat) saatlik iş süresi 6 işgünü çalışıldığında 7,5 saat, cumartesi çalışılmadığında bu güne isabet eden sürenin diğer çalşılan günlerine eşit ölçüde bölünmesi suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür. Zamlı ücret alabilmek için cumartesi çalışmasının haftalık 45 saatin üstünde bir çalışma olması gerekir. Haftalık 45 saatlik iş süresi 5 işgününe değil de, 6 işgününe bölünmek suretiyle yapılan cumartesi çalışması için zamlı ücret ödenmemesi icap eder.
Kaldı ki vardiya çalışmaları için sözleşmenin 67'nci maddesinde ayrı hüküm getirilmiştir.
Davacı, 3 vardiya halinde 6 işgününde haftalık 48 çalışmakta ve TİS'nin 67'inci maddesindeki hükme göre tatil günü çalışması için normal günlük ücreti üzerinden vardiya farkı alıyorsa, ayrıca cumartesi çalışmasından dolayı zamlı ücret olamaz.
Mahkemenin bu esasları gözetmeden oluşturduğu hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden davalı yararına BOZULMASINA,pein alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27.11.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.