 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1984/7985
K: 1984/8448
T: 02.10.1984
DAVA : S.Ç. ile R.Ç. ve müşterekleri hazien aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Çorum 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen .. Hükmün yargıtayca incelenmesi davalılar H.ve R.Ç. ve müşterekleri ile hazine taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü Davacı kendisi ile davalı gerçek kişilerin ortak mirasbırakanlarından kalın taşınmazların taksim varmış gibi davalılar adına tapuya tescil edilmiş olduğunu kendisinin ketmedildiğini ileri sürerek davalılar üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ise taşınmazların taksim sonucu kendilerine isabet ettiğini ileri sürmüşlerdir.
Taşınmazların öncesinin taraf gerçek kişilerin ortak mirasbırakanları A.Ç.'dan kaldığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesi iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunmaktadır. Taraf gerçek kişiler dışında davayı katılmamış olan mirascı vardır.
Medeni Kanunun 629 ve 630. maddeleri hükümlerine göre iştirak halinde mülkiyette malik olanların hakları o şeyin tamamına sari olup, bu mallar üzerindeki tasarrufları ancak oybirliğiyle verecekleri karar gereğince kullanılabilir. Daha açık deyimle malikin müşterek mülkeyette olduğu gibi bağımsız bir hakka konu olan payı söz konusu değildir. İştirak devam ettiği sürece malikler belli bir pay üzerinde tasarruf yetkisine sahip değildirler.
Dava da bir tasarrufu işlem olduğuna göre maliklerden sadece birisinin veya birkaçının belli paylarla ilgili olarak dava açmaları mümkün olamayacaktır.
Olayımızda iddia şekline göre dava iştirak halinde tasarruf edilen hakka ilişkindir. Bu tür bir davanın bütün iştirakçiler namına ve bütün iştirakçilerin ittifakıyla açılması şarttır. Buna karşılık dava yalnız biri tarafından kendi namına açılmış ise, bu davanın red edilmesi gerekir.
Davacıdan davayı kendi adına ve belli bir pay hakkında açıp açmadığının sorulması iddiasının açıklattırılması ve yukarda belirtilen kurallar gözönünde tutularak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir.
Oybirliğiyle açılması gereken dava yalnız bir iştiraçı tarafından fakat bütün iştirakçılar namına açılmış olduğu takdirde diğerlerinin davanın ikamesine sonradan açıkça muvafakatları davanın redde uğramasından önce istihsal edilmiş ve bu suretle mahkemeye intikal ettirilmiş ise o zaman bu muvafakat icazet anlamına gelecek ve dava tarihine kadar dava dilekçesinin sakatlığı davanın başındanberi giderilmiş olacak ve dava geçerli olarak görülmek gerekecektir. Dava mirasçılardan biri veya birkaçı tarafından diğer mirasçılar aleyhine ikame edilmiş ve bu suretle iştirakçilerin tamamı davacı veya davalı safında yer almış olurlarsa davanın ittifakla açılmış olması şartı gerçekleşmiş olur. Federal Mahkemenin ötedenberi benimsediği sistem budur. (Prof. İlhan Postacıoğlu. Medeni Usul Hukuku Dersleri. Sh.301, dip not.23)
Demek oluyorki tarafların mirasçı olmaları yukarıda açıklanan dava şartında bir değişiklik yaratmamaktadır. üstelik olayımızda taraflar arasınada üçüncü kişiler de davalı durumuna getirilmişlerdir.
Bundan ayrı kabul şekline göre dava gerçek kişiler üzerindeki tapu kaydının iptaline ilişkin mülkiyetin aktarılması davası olduğuna göre hazinenin davada taraf sıfatını almasına gerek yoktur. Hazine hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeniyle red edilmesi icap eder. Yine kabul şekline göre davacı keşifte R.Ç. adına kayıtlı olan 23 parselden ilişkin davanın feragat nedeniyle red edilmesi gerekir. Ayrıca HUMK.nun 289. maddesinde gayrimenkule ilişkin davalarda tanıkların taşınmazı başında dinlenmeleri gereği hükme bağlanmıştır. Mahkemece bu yasal gerek yerine getirilmemiştir. Davalıların taksime ilişkin savunmaları hakkında delilleri olup olmadığı kendilerinden sorulmamış ve eksik inceleme ile hüküm tesis olunmuştur. Uyuşmazlığın esasının incelenemesine geçildiği takdirde taraflara ait tüm delillerin tuoplanması ve birlikte değerlendirildikten sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekir. Bunlardan zuhul ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi isabetsiz davalılar R., B ve hazinenin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ... 2.10.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.