 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
E: 1984/11965
K: 1984/11805
T: 24.12.1984
DAVA :M.Ö. vekil T.K. ile M.E. vekilleri Avukat aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Dörtyol Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 3.10.1984 gün ve 147/306 sayılı hükmün yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü :
Davacı il özel idaresi adına 1741 parsel olark kayıtlı bulunan taşınmazın Kasım 1945 tarihli ve 35 numaralı tapu kaydı ile babası A.E. ait iken 1964 tarihinde bu parselin belediyeye ait Nisan 1955 tarihli ve 28 numaralı tapu kaydı ile tasarruf edilen ve sonradan 2286 parsel numarası ile tapuya kaydedildikten sonra ifraz edilerek 5104 parsel numarasına alan taşınmazla trampa edildiğini ancak trampaya rağmen bu taşınmazın belediye adına kaydedildikten sonra tapu ile davalılara satıldığını bu durumun trampa akdine aykırı olduğunu ileri sürerek aktin yerine getirilmesini istemiş ve davalılar üzerindeki kaydın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya içerisindeki belgelere göre dava konusu 5140 parsel belediye adına kayıtlı bulununan 2286 parselden ifraz edilmiştir. Taşınmazın aslı yukarıda açıklandığı üzere nisan 1955 tarih 28 numaralı tapu kaydı ile belediye adına kayıtlıdır. Davacının babası A.E le belediye arasında 29.5.1964 tarihinde haricen yapılan bir tarampa aktine göre 1741 parselin bir kısmı belediyeye verilmiş ve buna maukabil 2286 parsel davacının babasına bırakılmıştır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi her iki taşınmazın tapulu olduğu anlaşılmaktadır. Tapulu taşınmazların devir ve temlikleri medeni kanunun 634. maddesi hükmüne göre resimi şekle tabidir. Resmi şekil dışında yapılan trampa ve temlik işlemleri geçerli olmaz. 766 sayılı tapulama kanunun 32. maddesinin (c) bendi hükmü yukarıda açıklanan kuralın istisnasını teşkil etmektedir. Bu açıklamaya göre , 29.5.1964 tarihinde belediyeye ait taşınmazın trampa suretiyle devri haricen yapıldığı için tapulama kanunu açısından bu tarihten itibaren 10 yıl süre ile taşınmazın zilyed tarafından tasarruf edilmesi halinde geçerlilik kazanabilir. Ancak kanunda öngörülen süre geçmeden dava konusu taşınmazın tapulaması yapılmış ve tapulama tutanağı düzenlenmiştir. O halde olaya 766 sayılı tapulama kanunun 32/ca maddesi hükmünün uygulaması mümkün bulunmamaktadır. Tapulama tespitinden sonra trampanın yapılmış olduğu kabul edildiği taktirde dahi bu akit geçersiz sayılacaktır. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi tapulu bir taşınmazın devir ve temliki resmi şekle bağlıdır. Bu şekil yerine getirilmediğine göre tapulu bir taşınmazın tapulama tesbitinden sonra dahi trampa akti söz konusu olmaktadır. Geçersiz trampa aktine dayanılarak tescile icbar davacı açılamaz. ancak geçersiz trampa akti sebebiyle verilen şeylerin iadesi istenebilir. bu durumda davacı ancak 1741 parsel hakkında böyle bir dava açabilir. o halde 5104 parsel hakkındaki davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ve davalı tarafın temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (...) 24.12.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.