Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1984/4247
K: 1984/3967
T: 17.09.1984
DAVA : Basın yoluyla halkı suç işlemeye kışkırtmaktan sanık (A.B.)nin, TCK.nun 312/1-2. maddesi uyarınca 6 ay hapis ve 2000 lira ağır para cezası ile tecziyesine dair (Bakırköy 2. Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi)'nce verilen 18.11.1983 gün ve 1983/540-621 sayılı kararın, Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 25.5.1984 gün ve 1984/2856-2977 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, mezkur ilamın infazısan başlandığı sırada adı geçen sanık vekili tarafından, müvekkilinin İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı İki Nolu Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan bir dava nedeniyle 27.12.1980 tarihinde tutuklanarak 22.8.1984 tarihinde tahliye edilmek suretiyle 3 yıl 11 ay 20 gün tutuklu kalmış bulunduğu ileri sürülerek, bu sürenin TCK.nun 40. maddesi gereğince infaz edilmekte olan mahkumiyetinden mahsup edilmesine dair vaki talebinin reddine ilişkin aynı mahkemece verilen 27.8.1984 gün ve 1983/540 esas, 1984/123 Müt. sayılı karara karşı vukubulan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 1. Ağır ceza Mahkemesi'nce ittihaz olunan 28.8.1984 gün ve 1984/381 sayılı kararı havi dosya tetkik olundu.
Adı geçen sanığın ,başka bir suçtan dolayı İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı İki Nolu Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan dava nedeniyle tutuklulukta geçirdiği sürenin, infaz edilmekte olduğu mahkumiyetinden TCK.nun 40. maddesi uyarınca mahsubuna karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar ittihaz edilmiş bulunulmasında isabet görülmediğinden dolayı CMUK.nun 343. maddesi gereğince mezkur kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı'nın 14.9.1984 gün ve 56247 sayılı yazılı emrine atfen C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye ihbar ve dava ervakı birlikte tevdi kılınmakla incelendi:
KARAR : TCK.nun 40. maddesinin ilk fıkrası (Hükmün kesinleşmesinden ömce vukubulan tutukluluk ceza mahkumiyetlerinden indirilir) biçimindeki içeriği ile çok kesin bir açıklık taşımaktadır. Kaynak İtalyan Yasası'nın da 40. maddesinden aynen alınan hükmün, birarada yapılan suçlamalardan hangisi nedeniyle tutuklamanın gerçekleştiği açısından bir ayrım yapmadığı belirtilmektedir (Majno Ceza Kanunu şerhi, Cilt: 1, sayfa 147-178, No: 161).
Bir başka anlatımla ceza hükümlülüğünden indirilecek olan tutukluluk, hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen tutukluluk olarak vurgulanmakta (kesinleşme) koşulu dışında başka bir koşula da bağlanmamaktadır.
Bir suçlu hakkında uygulanan usul işlemlerinin koşulları varolduça o kişinin tüm suçları açısından geçerli olacağı tartışma götürmez bir yargılama hukuku ilkesidir ve yabancı ülkelerdeki tutukluluk için de geçerli sayılmaktadır.
Öğretide koşut olarak yugulamanın ve özellikle yüksek yargı denetiminin görüşü de bu doğrultudadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 6.3.1940 günlü, 5/68 sayılı kararı konusu yönünden beraat edilen suç nedeniyle tutuklu kalınan sürenin mahsubuna ilişkin görünmekte ise de, gerekçeli kararda (Bir bilirkişinin değişik suçlarının bir mahkemede birleştirilerek bir hükme bağlanması veya ayrı ayrı bakılarak verilen hükümlerin usulün 403. maddesi hükmüne göre birleştirilmesi durumlarının cezanın yerine getirilmesi bakımından farksız olduğu, birden ziyade suçlarda cezaların birleştirilmesi ve sonuçta (bir hüküm) yerine getirilmesi ve kesin hükümden önce tutuklu olarak geçen sürenin hangi suça ait olursa olsun kesin bir biçimde hükümlülük süresinden indirilmesinin Ceza Kanunu'nun 40. maddesiyle içtima hükümlerinin zorunlu bir sonucu olduğu vurgulanarak sözü edilen maddenin ilk fıkrasındaki (kesinleşme) koşulu dışında bir sınırlamaya yer verilmediği görülmektedir.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 17.1.1962 günlü, 24/13 sayılı. 2. Ceza Dairesi'nin 26.4.1956 günlü, 8049/6974 sayılı kararlarının da bu doğrultuda bulunduğu; Askeri Yargıtay 3. Dairesi'nin 9.3.1965 günlü 161/214 sayılı; 5. Dairesi'nin 14.10.1982 günlü, 664/583 sayılı, 1. Dairesi'nin 4.4.1984 günlü 208/188 sayılı kararlarında da bu ilkenin benimsendiği görülmektedir.
Bakırköy 2. Toplu Basın Asliye Ceza Mahkemesi'nde cemiyetin muhtelif sınıfların umumunun emniyeti için tehlikeli bir tarzda kin ve adavete tahrik eylemek suçu nedeniyle yargılanıp TCK.nun 312/1-2 maddeleri uyarınca sonuçta 6 ay süre ile hapis ve 2000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin olarak hakkında 18.11.1983 gün ve 540/621 sayıyla verilen hüküm dairemizin 25.4.1984 günlü, 2856/2977 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen (A.B.)'nin, bu hükmün kesinleşmesinden önce, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı iki numaralı Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan 1981/698 sayılı dava nedeniyle 27.12.1980 tarihinde tutuklanıp 22.8.1984 tarihinde salıverilmesine karar verildiği ve böylece 3 yıl 11 ay 20 gün tutuklu kaldığı nlaşılmaktadır.
Sanığın işlediği suçtan ötürü Sıkıyönetim Mahkemesi'nce tutuklanmasına 27.12.1980 tarihinde karar verilmiş ve hükümlülüğüne ilişkin olarak verilen karar 25.5.1984 trihinde onanarak kesinleşmiş olmasına göre, tutuklamanın TCK.nun 40. maddesindeki kesinleşme koşulundan önce gerçekleşmiş bulunduğunda kuşku yoktur.
Yukarıdan beri açıklanan nedenlerle, sanık vekilinin, tutukluluk süresinin mahsubu doğrultusundaki isteğinin reddi yolunda Bakırköy Basın davalarına bakmaya yetkili 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 27.8.1984 günlü, 540/123 Müt. sayılı kararına karşı yaptığı itiraz başvurusunun kabulü yerine reddine karar verilmesi yasaya aykırı ve C. Başsavcılığı'nın yazılı emire dayanan düşüncesi yerinde bulunduğundan Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilin kesinleşen 28.8.1984 günlü, 1984/381 Müt. sayılı hükmün BOZULMASINA ve ortadan kaldırılmasına, bozma nedenine ve CMUK.nun 343. maddesine göre (A.B.)nin İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı 2. Numaralı askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan 1981/698 esasında kayıtlı dava nedeniyle 27.12.1980 tarihinden 22.8.1984 tarihine kadar tutuklu kaldığı 3 yıl 11 ay 20 gününde Bakırköy 2. Toplu Basın Mahkemesi'nden verilip 18.11.1983 gün ve 540/621 sayı ile 25.5.1984 tarihinde kesinleşen 6 ay hapis ve 2000 lira ağır para cezasından TCK.nun 40. maddesi uyarınca indirilmesine, böylece yerine getirilmesi gereken cezası kalmamış olacağından infazın durdurulmasına ve başka bir suçtan tutuklu veya hükümlü değilse telle salıverilmesinin sağlanması için C. Başsavcılığı'na tezkere yazılmasına, 17.9.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Bankalar hukuku] go to this web-site 
  • 17.06.2025 10:32
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini