 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
8. Ceza Dairesi
E: 1984/4124
K: 1984/4005
T: 21.09.1984
DAVA : Tehdit ile kişi hürriyetini tahdit etmek suretiyle TCK.nun 179/2. maddesine muhalefet etmekten sanık Emin Ali, Sefer, Süleyman haklarında Kozan C. Savcılığı'nca düzenlenen 30.5.1984 gün ve 1984/783-657-21 sayılı iddianame ile açılan kamu davsanın yapılan yargılaması sırasında; 2845 sayılı devlet güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usuleri Hakkındaki Kanunun 9/a maddesine göre, müsnet suçtan dolayı davaya bakma görevinin Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne ait olduğundan bahisle, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne gönderilmesine dair (Kozan Ağır Ceza Mahkemesi)'nce verilen 1.6.1984 gün ve 1984/86-47 sayılı kararına havi dosya tetkik olundu:
2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 1. maddesinde yazılı "Devlet Ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin davalara bakmak üzere... Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmuştur." Hüküm ve dosya münderecatına göre; olayın Devletin iç ve dış güvenliğini, Cumhuriyeti, devletin ve milletin bölünmezliğini ilgilendiren bir yönü olmayıp mücerret hürriyeti tahdit suçu niteliğinde bulunduğu cihetle duruşmaya devamla nihai hüküm tesisi gerekirken yazılı olduğu şekilde görevsizlik kararı ittihaz edilmiş olmasında, isabet görülmediğinden dolayı CMUK.nun 343. maddesi gereğince mezkur kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı'nın 2.8.1984 gün ve 49173 sayılı yazılı emrine atfen C. Başsavcılığı'ndan tebliğname ile daireye ihbar ve dava evrakla birlikte tevdii kılınmakla incelendi:
KARAR : 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun (Kuruluş) başlığını taşıyan 1. maddesi aynen (Devletin Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin davalara bakmak üzere; Ankara, Diyarbakır, Erzincan, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya ve Malatya il merkezlerinde, bu illerin adlarıyla anılan Devlet Güvenlik mahkemeleri kurulmuştur) biçimindedir.
Bu madde gerek başlık ve gerekse metninden açıkça anlaşılacağı gibi, sözü edilen mahkemelerin hangi amaçla ve nerelerde kurulduğunu saptayan bir hüküm niteliğinde olup bu nitelik yargı çevrelerini belirleyen ikinci madde hükmü ile de doğrulanmaktadır. 1. maddenin, yargılama hukuk açısından, madde itibarıyla yetki ile ilgisi bulunmayıp kuruluş ve yer itibarıyla yetki belirleyen açık bir hüküm olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Yasanın ikinci bölümünün (görev, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görevleri) başlığını taşıyan 9. maddesi ise yargılama hukuku açısından madde itibarıyla yetkiyi düzenlemektedir.
Bu madde hükümleri incelendiğinde Devlet Güvenlik Mahkemelerinin madde açısından yetkisi (görevi)'nin doğrudan doğruya suçun niteliği açısından ve suç saiki açısından olmak üzere iki bölümde düzenlendiği görülmektedir. 9. maddenin (a, b, c ve d) bendlerinde gösterilen suçlar saiki ne olursa olsun Devlet Güvenlik Mahkemelerinin doğrudan doğruya görev alanında sayılmış iken (e) bendinin (1-2 ve 3) sayılı bendlerinde gösterilen suçlar bendin ilk cümlesinden de anlaşılacağı gibi (Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlendikleri ve doğrudan doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendirme) saiki ve koşulu ile Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına girmektedirler. (e) bendinin (1) sayılı bendinde TCK.nun 450 ve 499. maddelerin bazı fıkralarının(a) bendi kapsamında gösterilmiş olması nedeniyle (hariç) bırakıldığının belirtilmesi ve kararı da önce saike bağlı tutulan bazı eylemlerinin yasama sırasında saikten soyutlanarak (e) bendi kapsamı dışında (a, b, c, d) bendlerinde gösterilmiş olması da bu düşünceyi doğrulamaktadır. Bu nedenle suçun (e) bendinde gösterilen saiki dışında işlenmesi durumunda, kovuşturma ve soruşturmanın genel yargıya bağlı diğer mahkemelerde yapılmasında yargılama hukuk açısından zorunluk bulunmaktadır. Suçun nitelenmesi tadit ile kişi özgürlüğünü daraltmak olup, TCK.nun 179. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması isteği ile açılmış olan davada gösterilen eylemi yukarıda açıklanan nedenler ve 9. maddenin (a) bendinde sayılan suçlardan bulunmasında ötürü saik aranmaksızın Devlet Güvenlik Mahkemesinin doğrudan doğruya görev alanına girmiş olmaktadır.
SONUÇ : Bu nedenlerle Kozan Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kesinleşen görevsizlik kararı yerinde bulunduğundan C. Başsavcılığı'nın yazılı emire dayanan isteminin REDDİNE, bundan sonraki işlemlerin merciince yerine getirilmesine CMUK.nun 343. maddesi uyarınca, 21.9.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.