 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1984/970
K: 1984/4880
T: 06.04.1984
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda hükmün onanmasına ilişkin 13.9.1983 gün ve 4107-12825 sayılı ilamın tashihi karar yoluyla incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 157 parsel sayılı taşınmaz tapu kaydına dayanılarak Hacı Hamza köyü Belediyesi adına tesbit edilmiştir. İtirazları tapulama komisyonu tarafından reddedilen davalılar miras yoluyla geçen kazandırıcı zaman aşımı ziletliğine dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece davanın reddine dava konusu taşınmazın davalı taraf adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece onanmıştır. Bu kez davacılar tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur. Nizalı taşınmazın davacı tarafa aidiyeti kabul edilerek 4274 sayılı kanun hükmü gereğince davalı idarenin köy olduğu sırada davalı taraf adına tescil edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, sonradan 10 Eylül 1947 gününde yürürlüğe giren 5129 sayılı kanun hükmünce taşınmazın iade koşulları gerçekleşerek davacı tarafa geçip geçmediği konusunda toplanmıştır. Kanunun getirdiği koşullardan biri başvurma diğeri de kamulaştırma bedelini iade etmekten ibarettir. Olayda kamulaştırma bedelinin davacılar tarafından tahsil edilmediği aksine kamulaştırma bedelinin artırılması davası açıldığı ve bedelin Kaymakamlık emrine bankaca tevdi edildiği dosyadaki belgelerle saptanmıştır. O halde davacı tarafın aslında tahsil etmediği bir paranın iadesi söz konusu olamayacağından kanunun aradığı koşullardan biri kendiliğinden gerçekleşmiştir. Davacı tarafın 5129 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği günden beri zilyet olduğu, açmış olduğu kamulaştırma bedelini arttırılması davasını da o tarihlerde takip etmediği ve müracaata bıraktığı dosya münderecatından anlaşılmaktadır. Başvuru belgesi istenilmiş ise de karşılık yazıda böyle bir belge bulunmadığı bildirilmiştir. Ne var ki olay 1948 yılına rastlamaktadır. 6696 sayılı muhafızlığına lüzum kalmayan evrak ve vesaikin imha edilmesi hakkındaki kanun bu kanuna dayanılarak çıkartılan tüzük gereğince 10 yıllık muhafaza süresi çoktan geçmiştir. Mevcut olaylar davacının başvurusu hakkında bir karine meydana getirmiştir. Başvuru belgesinin elde edilmemesi ise davacının elinde olmayan bir nedenle, evrakın imha edilmesi nedenine dayanmıştır. Bu itibarla mahkemece davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de Dairece onandığı görüldüğünden onamaya ilişkin Daire kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 6.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.