DAVA : Taraflar arasındaki tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:

KARAR : Tapulama sırasında 168 parsel sayılı 4300 metrekare, 269 parsel sayılı 2200 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, Asliye Mahkemesinde davalı olduğundan söz edilerek tutanaklarının malikhaneleri açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Daha önce (F.K.)'ın hazineyi hasım göstermek suretiyle açtığı tescil davası görevsizlik kararı ile tapulama mahkemesine devredilmiştir. Mahkemece 168 parsele yönelik davanın reddine, bu parselin hazine adına, 169 parselin de davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

1 - Dava konusu taşınmazlardan 169 sayılı parselin öncesinin (V.) isimli kişiye ait olduğu, (V.)'den davacı (F.)'nın babası (K.)'ın satın aldığı, babasının ölümünden sonra mirasçıları arasında yapılan paylaşmada davacı (F.)'nın payına düştüğü, mahkemece yapılan keşif ve uygulama, dinlenen bilirkişi, tanık sözleri, uzman bilirkişinin haritalı raporu ile saptanmıştır. şu hale göre davacı yararına anılan parsel üzerinde Tapulama Kanununun 33, 34 ve 45. maddeleri hükmünce mülk edinme koşulları gerçekleşmiştir. Mahkemece bu yön gözönünde tutularak taşınmazın davacı (F.) adına tapuya tesciline kara verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalı hazinenin 169 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile aleyhindeki hükmün ONANMASINA,

2 - Davacının 168 parsel hakkındaki hükme yönelik temyizine gelince; temyize konu 168 parsel sayılı taşınmazın öncesinin (P.Y.) isimli kayıp ve yitik kişiye ait olduğu, mahkemece toplanıp değerlendirilen delillerle saptanmıştır. Esasen bu konuda davacı ile davalı hazine arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Davacı babasının anılan kişiden taşınmazı satın aldığını, babasının ölümünden sonrada mirasçılar arasında yapılan paylaşmada kendisine kaldığını ileri sürerek, adına tapuya tescilini istemiştir. 1617 sayılı Kanunun 20. maddesi ile değiştirilen 766 sayılı Tapulama Kanunun 33/son maddesi gereğince hazineye geçen taşınmazların zilyetlikle iktisabı mümkün değildir. Kayıp ve yitik kişilerden kalan taşınmazlar Kanun gereği hazineye intikal eder. Bu nitelikteki yerler kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap olunamaz. Ancak bu nitelikteki yerlerin 2303 sayılı Kanunun Nisan 1339 gün, 333 sayılı Kanunla değiştirilen 2. maddesinde öngörülen koşuların gerçekleşmesi ile iktisabı mümkün ise de, olayda davacı taraf taşınmazı muarazadan ari olarak satın alma iddiasını yazılı belge ile kanıtlıyamamıştır. Bu duruma nizalı taşınmazın hazine adına tesciline karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Bu nedenlerle davacı (F.)'nın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile aleyhindeki hükmün ONANMASINA 25.3.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972