Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1984/19523
K: 1985/437
T: 18.01.1985
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin olarak 13.12.1981 gün ve 15628-18268 karar sayılı ilamın tashihi karar yoluyla incelenmesi Yusuf mirasçıları, Hazine tarafından istenilmekle; tetkik hakiminin açıklaması dinlendi, dosyadaki belgeler okundu, İş incelendi, gereği görüşüldü:
KARAR : 1223, 1240, 1245, 1249 ve 1250 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak yerel mahkemece kurulan hüküm; Hazine, köy tüzel kişiliği ve 1250 parsele yönelik olarak davacı Yusuf mirasçıları vekilinin temyizi üzerine onanmıştır. Bu kez Hazine vekili ile Yusuf mirasçıları vekili tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
1 - Hazine vekilinin karar düzeltme isteği yönünden: Karar düzeltme nedeni olarak ileri sürülen yönler, daha önce temyiz nedeni yapılmış ve daire kararında gerekçesi gösterilemek suretiyle karşılanmıştır. Düzeltilmesi istenilen karar; dosya içeriğine usul ve Kanuna uygundur.Bu nedenlerle yerinde olmayan, HUMK.nun 440. maddesi hükmün uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE ve aynı Kanunun 442. maddesi hükmünce 1500 lira para cezası ile 766 sayılı Tapulama Kanununun 74/son maddesince 10 lira red harcının karar düzeltme isteğinde bulunandan alınmasına oybirliği ile,
2 - Yusuf mirasçıları vekilinin karar düzeltme isteğine gelince Yusuf mirasçıları 1250 parsel sayılı taşınmazla ilgili yerel mahkeme hükmünün, davalı tarafça ibraz edilmiş olan 8.12.1981 günlü mirasçılık belgesi ile nüfus idaresince gönderilen hatalı kayıt örneğine dayandırılmış olduğunu bildirerek, aslında 1333 yılında ölmüş olan, miras bırakan Mehmet oğlu Halil'in ölüm tarihinin, bu belge ve kayıt örneğinde 1934 olarak gösterilmesi sebebiyle, mahkemece bu tarih esas alınarak Halil terekesinin iştirak halindeki mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, bu sebeple iştirak halindeki paşdaşlardan bir kısmının üçüncü kişilere yaptıkları pay satışının geçersiz bulunduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulduğunu ve Yargıtay'ca da hükmün bu gerekçe ile onandığını belirtmiştir. İstemde bulunan ayrıca, hükme ve onama kararına esas alınan ölüm tarihinin gerçeği yansıtmadığını, açtıkları veraset belgesinin iptali davasında kanıtladıklarını, polatlı Sulh Hukuk Hakimliği'nin 16.4.1984 tarih ve 25/185 sayılı, Gevri'nin davalı gösterildiği kesinleşme şerhi verilmiş, yeni bir mirasçılık belgesi ile Mehmet oğlu Halil'in 1333 tarihinde ölmüş olduğunu gösteren onaylı nüfus kayıt örneğini tashihi karar talebini içeren dilekçesine eklemiş ve karar düzeltme isteklerini HUMK.nun 440. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendine dayandırdıklarını açıklamışlardır.
Olayımızda, dava konusu taşınmazın davacının satıcıları İbiş ve Abdullah'ın miras bırakanları Mehmet oğlu halil'e ait olduğu hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, halil'in ölümünden sonra Gevri dışındaki mirasçıların davacıya yaptıkları satışın geçerli olup olmadığı yönünde toplanmaktadır. Yerel mahkeme hükmü ile Daire onama kararı Mehmet oğlu Halil'in 1934 tarihinde öldüğü, terekesinin iştirak halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğunu, bu nedenle mirasçılardan İbiş ile Abdullah'ın Yusuf'a yaptıkları satışın geçersiz olduğu gerekçesine dayanmaktadır. Hükümden sonra davacı tarafın açtığı veraset belgesinin iptali davası sonunda anılan 16.4.1984 günlü mirasçılık belgesi ile yeniden celbedilen nüfus kayıt örneğinde mehmet oğlu Halil'in 1333 tarihinde öldüğü belirtilmiş, karar düzeltme istemine cevap veren davalı taraf dahi Mehmet oğlu Halil'in ölüm tarihinin 1333 olduğunu, 24.4.1984 günlü dilekçelerinde kabul etmişlerdir.
Konu, Usul Kanununun 440. maddesinin 3. bendinde hüküm altına alınan durumla ilgilidir. Gerçekten, hükmün esasını etkileyen belgedeki ölüm tarihinin gerçeği yansıtmadığı, sonraki kesin bir belge ve nüfus kayıt örneği ile ortaya konmuş ve bu hal diğer tarafça da benimsenmiştir.
Bir an için istemin, yargılamanın yenilenmesine konu olabileceği düşünülebilir ise de; hükmün kesinleşmesinden sonra dahi haklılığın ispatlanması yönünden ortaya konabilecek bir hususun, hükmün kesinleşmesinden önce de ileri sürülebilmesinin mümkün olduğu ve bunun için de karar düzeltme ile ilgili 440. maddede bahse konu düzenlemeye yer verilmiş bulunduğu kuşkusuzdur.
Bu nedenlerle, karar düzeltme dilekçesi ekinde sunulan ve temyiz edilmeksizin kesinleşmiş bulunan 16.4.1984 tarihli mirasçılık belgesi ile Polatlı Nüfus İdaresi'nce verilmiş olan nüfus kayıt örneğine göre, 1333 tarihinde ölmüş olduğu saptanan mehmet oğlu Halil'in terekesi, ölüm tarihine göre, müşterek mülkiyet hükümlerine tabi bulunduğundan mirasçılardan bir kısmının üçüncü kişilere yaptığı pay satışı geçerlidir. O halde, mahkemece, bu yön gözönünde tutularak İbiş ve Abdullah payının davacı Yusuf Karayel mirasçıları adına tesçiline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz, karar düzeltme isteği bu sebeple yerinde görüldüğünden kabulü ile 1250 parsel sayılı taşınmazla ilgili Daire onama kararının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 73. maddesince harç alınmasına yer olmadığına, 18.1.1985 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Yargıtay bir hadise mahkemesi olmadığı için ilk mahkemede ileri sürülmemiş bir vakıanın veya ibraz edilmemiş bir delilin ilk defa Yargıtay'da ileri sürülmesi veya ibraz olunması olanaksızdır. Ancak, HUMK.nun madde 440 bent 4'de söz konusu olan husus mahkemenin hüküm vermesi ile dava dosyasının Yargıtay incelemesine sunulması arasında geçen zaman içinde ve Yargıtay'ın aldatma amacı ile bir belgenin gizlice dosyaya konulması veya dava dosyasında bulunan tutanaklarda bir sahtelik veya uydurmanın gizlice yapılması gibi şeylerdir.
İlk derece mahkemesinde ibraz olunmuş belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması, bu bent hükmünce karar düzeltme sebebi olamaz. Çünkü bu hal Usulün 445. maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi sebeplerindendir.
Somut olayda ilk derece mahkemesince oluşturulan hükme dayanak yapılan 8.12.1981 tarihli veraset belgesine itiraz edilmemiş ve Mehmet oğlu Halil terekesinde mirasçı olanların müşterek mülkiyet durumunda bulundukları da temyiz nedenleri arasında ileri sürülmemiştir.
Davacının karar düzeltme aşamasında Halil mirasçılarından biri "Gevri" aleyhine açtığı dava sonunda almayı başardığı veraset belgesi karar düzeltme sebebi olamaz.
Kaldı ki, 16.4.1984 tarihli belge hasımlı veraset belgesi de değildir. Bu nedenlerle karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini