 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
E: 1984/11331
K: 1987/2380
T: 03.03.1987
DAVA : Taraflar arasında tapulama tesbitinden doğan dava sonucunda verlen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle temyiz isteğinin kanuni süresinde olduğu anlışıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü:
KARAR : Tapulama sırasında 538 parsel sayıl metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydına dayanılarak davalılar adına tesbit edilmiştir. (16.11.1978) Tapulama Komisyonu tarafıdan itirazı red edilen davacı buyeri haricen 1963 yılında davalıların murisinden satın abldığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemec davanın reddine, parselin davalılar adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı taraf Mart 1952 gün ve 106 numaralı tapu kaydına, davacı taraf ise tapu dışı satın alma ve zilyetliğe dayanmıştır. Davalı tarafın dayandığı tapu kadı 4753 sayılı olarak gözüken (B.Ç.)'in 1963 yılında taşınmazı tapu dışı davacıya sattıı ve zilyetliğinin teslim ettiği tarihten tesbit gününe kadar taşınmazın davacınnı zilyetliğinde bulunduğu mahkemce yapılan keşif ve uygulama, dinlene yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile saptanmıştır. Kaldı ki, taşınmazın davalılarn miras bırakanı tarafından daacıya tapu dışı satıldığı yönünde yanlar arasında uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Mahkemecce taşınmazın takyitli olup 25 yıllık takyit süresi içinde yapılan satışın geçersiz oluduğu, tapu kaydı Mart 1952 ayında oluştuğuna göre, takyit süresinin Mart 1977'de dolduğu, o günden tesbit gününe kadar 10 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı, bu itibarla Tapulam Kanununun 32/c maddesinde yazılı koşuların davacı taraf yararına gerçekleşmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Oysa; 4753 sayılı yasa uyarınca hazinece kişilere tahsis olunan taşınmazların bu yasada öngörülen yasalara aykırı hareket nedeniyle hazine tarafından açılan davalar hakkında sonradan 3002 ve 3003 sayılı yasalar çıkarılmıştır. 4753 sayılı yasanın öngördüğü yasaya aykırı davranış nedeniyle hazennnin açacağı davalırın düşüceği sözü edilen yasalrda öngörülmüştür. Takyit, hazine yararına konduğuna göre davalı taraf bu takyitten yararlanamaz. Taşınmazın davalıların mirasz bırakanı tarafından davacıya satıldığı gün ile tapulama tesbit günü arasında 10 yıllık zilyetlik süresi fazlasıyla geçmiştir. Bu itibarla Tapulama Kanunu'nun 32/c maddesinde yazılı koşullar daacı yararına gerçekleşmiştir. Bu durumda davalı tarafın takyite dayanması objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu nedenlerle davanın kabulüne, taşınmazın davacı taraf adına tapuya tesciline karar verilmek gerekirken, anılna yasa hükümleri dikkate alınmadan yazılı biçimde hüküm kurulması isabetzi, davacının temyiz itirazları bu nedenlele yerinde görlüdüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA 3.3.31987 gününde oybirliği ile karar verildi.