 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1984/4482
K: 1984/4757
T: 13.04.1984
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptal ve tesciline ilişkindir. Mahkeme süre yönünden davayı reddetmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Şuf'a davalarında bir aylık hak düşürücü süre şuf'a hakkının doğduğu tapuda yapılan satış tarihinden itibaren başlar. Bu işlemden önce yapılmış olan harici satış tarihi hak düşürücü sürede nazarı itibara alınmaz ve davacının harici satışı bilmiş olması şuf'a hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Olayımızda da tupadaki satış işlemi 2.8.1984 de yapılmış bir aylık hak düşürücü süre içerisinde 19.8.1983 tarihinde de işbu dava açılmıştır. Bu itibarla mahkemenin hak düşürücü süreye ilişkin görüşü doğru değildir. Ancak, davacı şuf'alı payı Mehmet isminde birisine satmış, paya tekabül eden arazi kesimini zeminde sınırlandırmış; Mehmet bu yer üzerine iki katlı bir bina yapmış, bir süre kullanmış, kendi üzerinde kalan paylardan bir kısmını da yine zeminde yer belirlemek suretiyle diğer üçüncü şahıslara satışta bulunmuştur. Bu durumda Mehmet'e satılan sadece arsa payı değil bu payla birlikte belirli bir arazi kesimidir. Davacı bu arazi kesiminde hakkı kalmadığını satmak suretiyle kabul etmiştir. Bilahare Mehmet yapmış olduğu bu evi şimdiki davalıya satmıştır. Davalı Mehmet'in halefi olduğuna göre ona satılan da sadece pay değil o paya tekabül eden bir arazi kesimidir. Bunu bilen davacının tapuda pay satışı şeklinde görünen işlemden yararlanarak şuf'a hakkını kullanması MK.nun 2. maddesi uyarınca objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Davanın bu yönden reddi gerekirken süreden reddi doğru değilse de bu cihet sonucu değiştirmeyeceğinden belirtilen gerekçe ile neticesi doğru olan hükmün ONANMASINA, 13.4.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.