 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1984/2621
K: 1984/4786
T: 16.04.1984
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan şuf'a davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, şuf'alı payın iptaliyle davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istem gibi karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Şuf'alı pay 20.4.19983 tarihinde davalıya satış suretiyle intikal etmiş ve paydaşlardan Mehmet oğlu Bekir süresinde şuf'a hakkının tanınması istemiyle bu davayı açmıştır. Dava devam etmekte iken davacı Mehmet oğlu Bekir kendi payının tamamını 18.10.1983 tarihinde velayeti altındaki çocuğu Bekir'e bağışlamıştır. Bu bağışlamadan sonra ilk davacı Bekir ile eşi Ayşan yeni malik küçük Bekir'e velayeten davaya devamla hakkın küçük Bekir lehine tanınmasını istemişlerdir. Kanuni şuf'a hakkı ortak mülkiyet hakkından doğan ve mülkiyet hakkıyla içiçe bulunan bir haktır ve şayi paydan ayrı olarak devir ve temliki düşünülemez. Bir paydaş şuf'a davasını açtıktan sonra kendi payını herhangi bir sebeple yitirir veya başkasına temlik ederse şuf'a hakkını da asıl payıyla birlikte kaybetmiş olur. Temlikle birlikte şuf'a hakkının yok olmasından sonra o hakkın devrinden söz edilemez. İlk davacının payını dava sırasında malik olan 3. kişinin davacıya halef olması da kanuni şuf'a hakkının konuluş sebebine aykırı olur. zira o takdirde önceden paydaş olmuş davalıya karşı sonradan paydaş olan yeni malike, amaca aykırı olarak, hak tanınmış olur. Davalının "taraf değişmesine diyeceğim yok" şeklindeki beyanı bu nedenlerle sonuca etkili olmaz. Bu durumda davanın reddi gerekirken aksi görüş ve düşünceye yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, 16.4.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.