Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
E: 1984/12183
K: 1984/12664
T: 10.12.1984
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, konut ihtiyacı nedeniyle kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tebligata ve esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, tahliye davasının aleyhlerine sonuçlandığını, tebliğ ve temyiz için gerekçeli kararın beklendiğini, tebliğ için mahkeme kalemine başvurduğunda, dosyada kararın davalı tarafça tebliğe çıkartıldığını ve tebligatın bizzat kendisine tebliğ edildiğini belirtir tebliğ tutanağını gördüğünü, bu durumda kararın kesinleştiğinin anlaşıldığını, ancak kesinlikle böyle bir tebligat yapılmadığından Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak durumun tesbitini istediğini, bilirkişinin tebligat parçasndaki "kendisine" şehri altındaki imzanın şekil ve yazılış tarzı bakımından kendisine ait imzaya benzemediğini saptadığını, açıklanan nedenle karar usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğinden temyiz süresinin ilişemiyeceğini eski hale getirme istemlerinin kabulü ile temyiz dilekçesinin işleme konulmasını ve tahliye davasının reddiyle ilgili mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
Davacı vekilinin hazır bulunduğu 9.5.1984 günlü oturumda davanın reddine karar verildiğini, gerekçeli kararın davacı vekiline gönderildiği ve 5.6.1984 günü muhatabın kendisine tebliğ edildiğinin tebliğ tutanağında belirtildiği anlaşılmıştır. Tebliğ tarihine göre temyiz süresinin geçtiğine muttali olan davacı vekili 27.6.1984 günlü dilekçeyle Beyoğlu Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak aleyhlerine sonuçlanan tahliye davası ile ilgili dosyadaki gerekçeli kararın karşı tarafça kendilerine tebliğ edildiğini belirtir tebligat parçasına muttali olduklarını, tebligat parçasındaki imzanın kendisine ait olup olmadığının tesbitini istemiştir. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış sonuçta tebliğ tutanağındaki imzanın davacı vekilinin eli mahsulü olduğuna dair bir bulguya rastlanmadığı açıklanmıştır.
PTT. tarafından yapılan ve tanzim edilen tebliğ belgeleri resmi evrak niteliğindedir. Bu tebellüğ belgesinin sahteliği hakkında ilgili makamlardan verilmiş kesin hüküm bulunmadıkça bu belge ile işlem yapılması zorunludur. Ayrıca tebliğ mazbatasındaki imzanın (veya başka bir hususun) inkarı hususu başlı başına tesbit davasının konusu olamaz. Çünkü tesbit davasında hukuksal bir ilişkinin varlığı veya yokluğu iddia edilir. Oysa tebliğ mazbatasındaki imzanın inkarı bir vakıadır. Olayda davacı vekilinin tesbit isteği niteliği itibariyle maddi bir vakıanın sahtelik olgusunun tesbitine ilişkin bulunmaktadır. Maddi olgular ise tek başlarına tesbit davasına konu olmazlar. buna rağmen tebliğ mazbatasındaki imzanın davacı vekiline ait olmadığı kabul edilse dahi 7201 sayılı Tebligat Yasasının 32. maddesine göre, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteberdir. Muhatap her ne suretle olursa olsun tebligatın müderecatını öğrenirse tebliğe muttali olmuş sayılır. Davacı vekili mahkemeye verdiği 27.6.1984 tarihli dilekçesinde tebliğ işleminin geçersiz olduğunu tebliğ mazbatassındaki imzanın kendisine ait bulunmadığını ileri sürerek eski hale getirme taleplerine esas olmak üzere bu hususun tesbitini istemiştir. O halde davacı vekilinin en geç 27.6.1984 tarihinde geçersiz olduğunu iddia ettiği tebligatı öğrenmiş olduğunun kabul edilmesi gerekir. Ayrıca tebliğin usulsüz yapıldığına ilişkin bir iddia eski hale getirme talebine de konu yapılamaz. Çünkü eski hale getirme talebi, belli bir sürenin elde olmayan sebeblerle geçirilmiş olması yüzünden düşmüş olan hakkın iadesi amacına yönelik bir yoldur. Tebliğ usulsüz ise muhatabın öğrendiği tarih tebliğ tarihi sayılacağından temyiz süresinin 27.6.1984 gününden itibaren işlemeye başlayacağı ve 21.9.1984 günlü dilekçeyle yapılan temyiz isteğinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan gerekçelere göre eski hale getirme talebi yerinde bulunmadığından ve temyiz dilekçesi süre geçtikten sonra verildiğinden süresi geçmiş olan temyiz dilekçesinin REDDiNE 10.12.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Bankalar hukuku] go to this web-site 
  • 17.06.2025 10:32
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini