 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
6. Ceza Dairesi
E: 1984/3385
K: 1984/5442
T: 22.06.1984
DAVA : Lütfü'ye olan borcu için karşılıksız çekler vermek suretiyle dolandırıcılıktan sanık İbrahim hakkında yapılan duruşma sonunda, TCK.nun 503/1, 522, 59; 647 sayılı Kanunun 6. maddelerine tevfikan üç ay 22 gün hapis ve 1875 lira ağır para cezalarıyla mahkumiyetine ve cezasının ertelenmesine dair Akhisar Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 17.5.1983 tarihli hükmün temyizen tetkiki sanık tarafından istenilmiş ve para depo edilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığı Yüksek Makamından bozma isteyen 18.5.1984 tarihli tebliğname ile 28.5.1984 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya ve duruşma tutanakları münderecatına, delillere ve gerekçeye göre sanığın sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak:
TCK.nun 523. maddesinde mal aleyhine işlenen bazı cürümlerde, malın iade edilmesi veya zararın tamamen ödenmesi halleri cezayı azaltıcı kanuni bir sebep olarak kabul edilmiştir. Bu iade ve tazminin, fail ya da bir başkası tarafından yapılmış olması arasında bir fark yoktur. Yeterki iade ve tazmin iradi olarak ve bu kasıtla yapılmış olsun, 29.6.1955 gün ve 10/16 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gerekçesinde de belirtildiği üzere, herhangi bir etki veya baskı altında vaki olsa dahi, istirdat dışında kalan iradi ve kasti bir iade ve tazmin TCK.nun 523. maddesinin uygulanmasının zorunlu kılar. Hiç kuşku yokki, icra takibinde haciz işlemi ile alacağın tahsili istirdat niteliğindedir. Ancak, mücerred icra takibine başvurulması ve ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun failin borcunu kendiliğinden ödemesi halini istirdat olarak nitelemek mümkün değildir.
Olayımızda sanık, karşılıksız kalan çeklerle ilgili olarak müştekinin icra takibine başvurduğunu, icra memurluğunca gönderilen ödeme emrini alır almaz çeklerin bedelini hemen ödediğini savunmuş olmasına göre; müşteki Lütfü'nün dinlenmesi ve icra takip dosyasının da celp edilerek incelenmesi suretiyle savunmanın araştırılması ve ödemenin tamamen yapılıp yapılmadığının ve zamanın tespiti ile sonucuna göre, yukarıda belirtilen ilkelerde gözönünde tutularak, olayda TCK.nun 523. maddesinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığının takdiri gerektiğinin düşünülmemesi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık İbrahim'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan sebepten tebliğname gibi BOZULMASINA, depo parasının geri verilmesine, 22.6.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.