 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
E: 1984/8611
K: 1984/8761
T: 25.10.1984
DAVA : Taraflar arasındaki 4753 sayılı Yasaya göre Hazine adına oluşturulan tapunun iptali ile taşınmazın zilyetliği nedeniyle davacı adına tescili davasının süre yönünden reddine dair verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava; zilyetliğe dayanılarak 4753 sayılı Yasaya göre Hazine adına yapılan taşınmaz malların tapusunun iptali ve tescil istemine ilişkindir.
MK. nun 638. maddesi, zamanaşımı ile taşınmaz mal mülkiyetinin kazanılması yollarından birini düzenlemektedir. Bu madde hükmüne göre bir taşınmaz malı kazanacak olan kişinin tapuda malik olarak kayıtlı bulunması ve bu kaydında haklı bir nedene dayanmaması gerekir. Oysa, dosyadaki kayıt 4753 sayılı Yasa hükmünce oluşturuluduğundan haklı bir nedene dayanmaktadır.
19.7.1973 gününde yürürlüğe giren 1757 sayılı Yasanın 235/a maddesi hükmüne göre, 4753 sayılı Yasa bütün ek ve değişiklikleriyle birlikte kaldırılmıştır. 1757 sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesi'nce sonradan iptal edilmiş olmasıyla, Hukuk Genel Kurulu'nun 18.5.1977 gün ve 14/1960 - 489 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 4753 sayılı Yasa hükümleri kendiliğinden yürürlüğe giremez. Bu durumda 4753 sayılı Yasaya madde eklenmesine ilişkin olup Tapulama Yasasının geçici 3. maddesine gönderme yapan 1073 sayılı Yasa yürüklükte değildir. Tapulama tutanağının kesinleştiği güne göre tapulama Yasasının 31. maddesindeki süre de söz konusu olamaz. Buna göre uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Böyle olunca; zamanaşımı yoluyla taşınmaz malları belirtme gününde kazandığını öne süren kişinin, Toprak Komisyonunca Hazine adına belirtilip tescil edilen yerlerin kaydının iptalini ve adına tescilini istemesine MK. nun 638. maddesi ile tapulama Yasasının 31 ve geçici 3. maddelerinin engel olamayacağı düşünülmek ve gerekli tüm inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm kurulmak gerekirken, Medeni Kanun ile Tapulama Yasasındaki açık hükümler uyarınca hak düşürücü sürenin dolmasından sonra açıldığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Davacıların temyiz itiraz yerinde görüldüğünden hükmün açıklanan nedenlerle HUMK. nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve istenildiğinde temyiz harcının geri verilmesine, 25.10.1984 gününde oybirliği ile karar verildi.