 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1984/3718
K: 1984/4955
T: 27.11.1984
DAVA : Meşru savunma şartları altında Osman'ı öldürmekten sanık Kadir oğlu Rüstem, Kadir oğlu Rüstem'i kasten öldürmeye tam derecede teşebbüsten sanık Fahrettin'in yapılan yargılanmaları sonunda; Fahrettin'in hükümlülüğüne, sanık Kadir oğlu Rüstem hakkında TCK.nun 49. maddesi gereğince ceza tertibine mahal olmadığına ve diğer sanık Halil oğlu Rüstem'in üzerine atılı müsnet suçtan beraatine ilişkin (Bolvadin Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 17.5.1984 gün ve 58/27 sayılı hükmün kendisine ait mahkumiyet ciheti sanık Fahrettin ile müdahiller Mustafa ve Yeter taraflarından Yargıtay'ca incelenmesi istenilmiş, şartı yerine getirilmiş, sanık duruşmada talep etmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Dairemize gönderilmekle; sanık hakkında incelendi ve aşağıdaki karar tesbit edildi:
KARAR : Elde edilen delillerin sanıklardan Halil oğlu Rüstem'in hükümlülüğüne yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan müdahillerden Mustafa ve Yeter'in sübuta yöneltilen, takdire ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,
2 - Sanıklardan Kadir oğlu Rüstem ve Fahrettin hakkında verilen hükme gelince;
Sair itirazlar yerinde değilse de;
A) Olay günü sanıklardan Kadir oğlu Rüstem'in davar çanının kayıp olmasının maktul Osman'ın sebep olması nedeni ile çıkan kavgada, önce maktulün ateş ederek sanık Kadir oğlu Rüstem'in maktulün başına sopa ile vurarak çökme kırığı yapacak şiddette vurduğu ve yere düşmesine rağmen bu kez tabancasını da ateşleyerek yerdeki maktulün femur bölgesinden yaraladığı mahkemece kabul edilmiş ise de, olayın tarafsız tanığı olmaması karşısında ika edilen eylemlerin işleniş sırasının kesinlikle tesbit edilemediğinin kabulünde zorunluk görülmüş ve sanık Halil oğlu Rüstem'in diğer sanık Rüstem'in akrabası olması ve olayda sanık sıfatının bulunması sebebiyle sıralamaya ait beyanı tarafsız bulunmamış maktulün bacağından tabanca ile yaralandıktan sonra da başına vurulması ihtimalinin mevcut bulunduğu ve bacağından vurulduktan sonra maktulün sanık Rüstem'e ateş etmesi halinin de olabileceğinin düşünülebileceği bu bakımdan Adli Tıp Kurumu'nun mütalaasının da kesin olamayacağının gözönünde tutularak hangi tarafın önce ateşe başladığının tesbit edilemediğinin kabulü ile sanık Kadir oğlu Rüstem lehine TCK.nun 51/2. maddesinin uygulanması gerekirken TCK.nun 49/2. maddesinin uygulanması, kabule göre de sopa ile başına vurularak yere düşürülen maktule bu kez de silahla ateş ederek femur bölgesinden yaralamasında zaruretin tayin ettiği hududun tecavüz edildiği ve TCK.nun 50. maddesinin uygulanması olanağının doğduğunun teammül edilmemesi,
B) Sanık Fahrettin'in kardeşi Osman'ın vurulduğunu öğrenip olay yerine geldiği ve yaralı Rüstem'i tabancasını alarak ona ateş edip yaralamak suretiyle onu öldürmeye teşebbüs ettiği kabul edilmiş ise de; teslim edilen Rüstem'e ait olduğu ileri sürülen tabancanın kim tarafından pisliğe gömüldüğü, bu tabancanın Fahrettin tarafından saklanıp saklanmadığı araştırılıp tabancanın Fahrettin tarafından saklatıldığı tesbit edilebildiği takdirde Fahrettin'in eyleminin sübutu hakkında mevcut delillerin kül halinde takdir edilmesi gerektiğinin teammül edilmemesi ve kabule göre de maktulün atışlarından meydana gelen mağdur Rüstem'deki iki yaradan çıkartılan çekirdeklerin maktulün tabancasından atılmış olmasına göre bu mağdurdaki diğer iki yaranın da maktul veya sanık Fahrettin'in atışlarından kime ait olduğu tesbit edilemeyen birisinin atışı ile mağdur Rüstem'in diğer yaralarının ikasının mümkün olduğunun düşünülerek sanık Fahrettin hakkında TCK.nun 463. maddesinin de tatbiki gerekeceğinin teammül edilmemesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı sanık Fahrettin'in duruşmalı inceleme sırasında müdafinin ve müdahillerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama isteğinin reddi ile sanıklardan Fahrettin ve Kadir oğlu Rüstem haklarında verilen hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, depo paralarının geri verilmesine, 27.11.1984 günü oybirliği ile karar verildi.