 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
5. Ceza Dairesi
E: 1984/3604
K: 1984/4632
T: 05.12.1984
DAVA : Kanunen yapmaya mecbur olduğu şeyi yapmamak ve yapmamaya mecbur olduğu şeyi yapmak için rüşvet almaktan sanıklar Hacı, Ahmet, Ayşe, Şemsettin, Haydar ve Demir rüşvet vermekten sanık Ali'nin yapılan yargılamaları sonunda; TCK.nun 220, 213/1, 225, 59 ve 227/2. maddeleri gereğince sanık Ali'nin on ay hapis, 4.166 lira ağır para, diğer sanıkların üçer sene dörder ay ağır hapis, 83.333'er lira ağır para cezasiyle mahkumiyetlerine ve memur olan sanıkların müebbeden memuriyetten mahrumiyetlerine dair Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 14.6.1983 gün ve 1981/171 Esas, 1983/119 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi C. Savcısı ile sanıklar tarafından istenilmiş, şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle dava evrakı incelenip, gereği görüşülmüş olduğundan aşağıda yazılı karar ittihaz olundu:
Hakim havalesi taşımayan C. Savcısının temyiz isteğinin CMUK.nun 317. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin sanıklar ve vekillerinin temyizleriyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Çeşitli suçlardan zabıtaca aranmakta olan ve hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Ökkeş'in kardeşi sanık Ali'nin yanında gizlendiği yolunda vaki ihbar nedeniyle evinde yapılan aramada Ökkeş bulunamamaşısa da, kardeşinin yerini belirlemek amacıyla karakola celp edilen Ali hakkında da 6136 sayılı Yasaya aykırı davranmaktan dolayı C. Savcılığınca 3.9.1980 gün ve 984/104 sayılı yakalama müzekkeresi çıkartılmış bulunduğunun görüldüğü, sanığın bu yakalamadan kurtulmayı temin amacıyla o sırada emniyet amirliği binasında bulunan sanıklar emniyet amir vekili Demir ile diğer emniyet görevlileri polisler Hacı, Ahmet, Yaşar, Şemsettin ve Haydar'a rüşvet teklif ettiği, bunun diğer sanıklarca da kabul edilip karşılığında 25.500 lira alınarak Ali'nin serbest bırakıldığı, bundan 28 gün kadar sonra bu olaydan haberi olmayan araştırma komiser muavini Osman tarafından yakalamış olduğu halde dışarda serbest dolaştığı görülerek önce karakola götürüldüğü ve daha sonra C. Savcılığına sevk edildiği buradaki açıklamaları ile olayın ortaya çıktığı ve böylece sanıklardan Ali'nin rüşvet vermek , diğer polis memuru sanıkların rüşvet almak suçunu işledikleri mahkemece kabul edilmek suretiyle sanıklardan Ali'nin TCK.nun 220, diğerlerinin ise 213/1, 225/1, 59, 227/2. maddeleri ile cezalandırılmalarına karar verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Mahkeme hükmünü, sanık Ali'nin samimi gördüğü anlatımları, savunmayı doğrular biçimde olmakla birlikte sonradan cezaevinde komiser muavini Osman tarafından tutulduğu anlaşılan tutanak bu olayı doğrulayan tanık beyanları ve Adli Tıp incelemesi, hazırlık soruşturması sırasındaki yüzleştirme tutanağı gibi delillere dayandırmaktadır.
Oysa sanıklardan Ali aşamalarda kabule uygun biçimde diğer sanıklara rüşvet verdiğini belirtmekte ise de, 20.11.1980 günlü yüzleştirme tutanağındaki ifadesinde polis memuru Mehmet'i görmediğini olaya dahil olduğunu bilmediğini söylemesine rağmen son soruşturmadaki savunmasında bu kişinin de olaya karıştığını, ona da rüşvet verdiğini, ancak durumu ricası üzerine gizlediğini ve ismini söylemediğini açıklamakta, böylece bazı hususları sakladığını bildirmek suretiyle çelişkiye düşerek ifadelerinin samimiyeti yönünden kuşku uyandırmaktadır.
Diğer sanıklar aşamalarda kardeşinin yerini öğrenebilmek için karakola getirdikleri sanık Ali hakkındaki yakalama müzekkeresinden haberdar olmadıkları için serbest bıraktıklarını, rüşvet almadıklarını değişmez biçimde savunmuşlardır.
Bu durumda ve rüşvet olarak verildiği ileri sürülen paranın ele geçmemiş olduğu da nazara alınarak, iddialarının samimiyetinden açıkça kuşku duyulan sanık Ali'nin beyanı dışında gerek kendisinin, gerekse diğer sanıkların müsnet suçları işlediklerine dair mahkumiyete yeterli, kesin, şüpheden uzak, inandırıcı delillerin bulunmadığı ve olaydan sonra cezaevinde tutanak düzenleme keyfiyetinin de suç isnadı altındaki sanıkların savunmalarına kanıt yaratma çabası olarak değerlendirilmesi gerekeceği gözetilmeden tüm sanıkların yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanıklar ile vekillerinin temyiz itirazları ile duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğname ve mütalaaya aykırı olarak BOZULMASINA 5.12.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.