 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1984/9973
K: 1985/2112
T: 13.03.1985
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacıların ölen koyun sayısı, 15x6850=102.750 TL. ve ölen kılkeçisi; 7x4250=29.750 TL. toplam 132.500 Liranın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine ilişkin hükmün süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacılar, davalıların köy merasına attıkları zehir sonucu hayvanlarının öldüğünü, bu nedenle 188.000 lira olan zararlarının davalılardan tahsilini istemişlerdir.
Mahkeme, davalıların mülkiyet haklarını aşkın ve taşkın kullanması sonucu davalıların zarar gördüğünü kabul ederek 132.500 liranın tahsiline karar vermiştir.
Davaya konu olan olay, davalı Ökkeş'e ait taşınmazda yeni yetiştirilmek üzere olan antep fıstığı fidanlarının, hayvanlardan zarar görmesini önlemek için, taşınmazın içine oğlu olan davalı Kerim tarafından zehir atılmasından kaynaklanmıştır; işte davacıların hayvanları bu taşınmaz içinde ve civarında otlaması sırasında zehirlenerek ölmüştür.
Olaydaki maddi olguların böyle gerçekleştiği yolunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim davalı Ökkeş, suç koğuşturması sırasında karakola verdiği 25.1.1985 günlü ifadede şunları söylemiştir: "..Zehir altıldığını inkar etmiyorum.. kayalık ve dağlık olan arazimizde her taşın altında bulunan toprak parçasından medet ummaktayız... yıllardır çoluk çocuğumuzla aile bütçesine katkı olması için aşıladığımız delicelere sorumsuz sürü sahipleri ve çobanlar zarar vermektedirler.. mal canın yangasıdır.. zarar verici davranışların devam etmesi üzerine oğlum taşınmaz içine zehir atmıştır... olayın böyle olduğunu bende istemem, üzüldüm".
1 - Mahkeme, önüne getirilen uyuşmazlıkda, sağlıklı bir sonuca varmak için somut olayla birlikte, buna uygulanacak soyut hukuk kuralanı da iyi belirlemek zorundadır. Davalılardan Ökkeş üzerinde yeni aşılanmış antep fıstıklarının bulunduğu taşınmazın malikidir. Davalılardan Kerim ise, davalı Ökkeş'in reşit olan oğludur; olay sırasında babasına ait taşınmazı korumak için taşınmaza zehir atanda odur. Davalı Hanife, davalı Ökkeş'in karısı ve kerim'in annesidir.
Sözleşme dışı sorumlulukta asıl olan kusur sorumluluğudur; MK.nun 41. maddesi (...haksız bir surette diğer bir kimseye zarar ika eden şahıs o zararı tazmine mecburdur) demek suretiyle kusura dayalı sorumlulukta haksız fiil failinin sorumlu olacağını kabul etmiştir. Olayımızda ise, haksız fiil faili davalı kerim'dir. Koruma tedbiri almak, her mülk sahibinin hakkıdır. Ne var ki, zorunlu önlemler alınmaması halinde de kusurun varlığı kabul edilmelidir.
Haksız fiil sorumlusu (BK. 41) Kerim, kendisine ait olmayan, ancak babasına ait bir işin görülmesi (bahçeyi korumak, vb.) sırasında bu zararlı sonucun meydana gelmesine neden olmuştur. O halde, davalı Ökkeş'in adam çalıştıran kişi olarak sorumluluğu söz konusudur; bilindiği gibi BK.nun 55. maddesinde düzenlenen adam çalıştıranın sorumluluğu kusura (kendisinin veya çalıştırdığı adamın) dayanmamaktadır. Davalı kerim'in, babasının yanında ücretle çalışıp çalışmaması ve aralarındaki irs bağı, adam çalıştırma ilişkisine etkili değildir; olayda davalı Kerim'e verilen işle, zararın ortaya çakması arasında işlev bakımından - amaç bakımından sıkı ilişki gerçekleşmiştir. bu nedele davalı Ökkeş'in sorumluluğu BK.nun 55. maddesinden kaynaklanır; mahkeme kararının gerekçesinde, sorumluluğun kaynağı olarak gösterilen MK.nun 656 ve 661. maddesinin, somut olaya uygunluğu açısından, uzaktan yakından bir ilişkisi bulumamaktadır. Her şeydan evvel taraflar arasında taşınmazlar yönünden bir komşuluk ilişkisi söz konusu değildir.
Davalı Hanife'nin ise, olaya uyan bu soyut hukuk kuralları karşısında, sorumluluğundan söz etmek mümkün değildir. Onun kusurlu davranışı veya yasal kaynağı gözetilmeden sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırıdır.
2 - Mahkeme, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, belirtilen ve gerçekleşmiş 132.500 lira zararın tamamından davalıları sorumlu tutmuştur. Oysa tazminat kapsamının belirlenmesi hakime ait bir görevdir; hakim bu görevini yerine getirirken BK.nun 42-43 ve 44. maddelerde belirlenen kuralları somut olay içinde değerlendirmek zorundadır.
BK.nun 43. maddesinde, tazminatın "hal ve mevkiin icabına ve hatanın ağırlığına "göre tayin edileceği kabul edilmiştir. Burada sözü geçen hal ve mevkiin icabı (halin özellikleri) ekonomik ve sosyal olgular içinde değerlendirilebilecek geniş yorumlu bir kavramdır. Burada, hakkaniyet esas alınarak zarardan bir miktar indirilmesinin gerekip gerekmediği hakimin takdirine (MK.m.4) bırakılmıştır.
Diğer taraftan, BK.nun 44. maddesi, "hiçbir kimsenin kendi kusurundan yararlanamıyacağı" yolundaki genel hukuk ilkesinin etkisiyle, müterafik kusur (...zarar görenin zarara razı olması-zararın meydana gelmesine veya zararın artmasına yardım etmesi gibi) sayılan belirli hal ve durumlarda "zarar ziyan miktarının indirilmesini" veya tamamen kaldırılmasını kabul etmiştir.
Olayın yukarıda anlatılan gerçekleşme biçimi gözetildiğide; davacıların hayvanlarının vereceği zararlara karşı, daha iyi yaşam içi umutla ve zor şartlar altıda, yetiştirilerek meydana getirilen bahçenin korunması için alınan zehir atma önlemini ekonomik ve sosyal olgu olarak değerlendirmek gerekir. O halde davalıın (mal canın yongasıdır) değişiyle açıkladığı bu davranış, kuşkusuz sorumluluğu kaldırmaz ise de, indirim nedeni olarak gözetilmesi (MK.m.43) hakkaniyete uygun düşer.
Davacıların hayvanlarının başkalarının mal ve canına zarar vermeyecek şekilde idare edilmesi gerekir. Başkasıın mülküne girme izni ve belirli koşullara bağlıdır. Olayımızda davacılar, hayvanlarını davalıların taşınmazına sokmakla, en azından zararın meydana gelmesine yardımcı olmuşlardır. Bu davranış, BK.nun 44. maddeside bir indirim sebebi olarak kabul edile müterafik kusur niteliğindedir.
O halde mahkemenin olayın gerçekleşme biçimi içinde tarafların davranışlarının zarar kapsamına etkisini değerlendirmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
3 - Kural olarak, sorumluluğun kaynağı olan davranış veya nedenin sonucu olarak, olayda bir yararın gerçekleşmesi halinde, bunun zararla denkleştirilmesi zorunludur. Dosya içerisindeki bilgilerden ölen hayvanların bazılarının derilerinden yararlanıldığı anlaşılmaktadır. Zararın belirlenmesi hakime ait bir görev olduğuna göre, mahkemenin bu yolda bir araştırma yapmaması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda birinci bentte gösterilen nedenle davalı Hanife yararına iki ve 3. bentlerde gösterilen nedenle diğer davalılar yararına BOZULMASINA, davalı Ökkeş ve Kerim'in sair temyiz itirazlarının birinci bentde gösterilen nedenlerle reddine, 13.3.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.