 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1984/7821
K: 1985/123
T: 17.01.1985
DAVA : Taraflar arasındaki taşınmazda meydana getirilen zarardan doğma tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı olaylar ve gerekçelere göre subut bulan tazminat miktarının yarısı olan 489.850 liranın dava tarihinden itibaren aslını geçmemek üzere faiziyle birlikte davalı Vural'dan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin ve diğer davalı hakkındaki davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine; tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Davacı, ortak olduğu taşınmaz malda meydana gelen zararın tamamının davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkeme, davalının hissesini gözeterek tazmin kararı vermiştir.
Müşterek mülkiyet halinde ortak taşınmazlarda, hissedarlardan her biri, yalnız ortak menfaatlerin bulunduğu halerde diğer hissedarları temsil etme yetkisine sahiptir (MK. 625/1). Burada sözü geçen "temsil yetkisi" teknik anlamda bir temsil değildir; amaç, ortak mal üzerinde müşterek menfaatleri korumayı temindir. Bunun için de, bölünmesi mümkün olmayan bir hak ve talebin varlığı gerekir. Genellikle elatmanın önlenmesi, istihkak ve eski hale getirme davalarının söz konusu olduğu hallerde, koruma amacına yönelmiş temsilden söz edilebilir. Kural olarak tazminat talepleri, bölünebilir nitelikte olduğundan her paydaşın hakkı kendi payı ile sınırlıdır.
Olayımızda, davacı, diğer davalıya ait bitişik taşınmazda yapılan inşaat sırasında zarar gören duvarın tamiri için gerekli olan gideri tazminat olarak istemektedir. Davacı, böyle bir zararın tamamını istemek yetkisine sahip değildir; talep hakkı hissesiyle sınırlıdır. Kaldı ki, dava sırasında duvarın zarar görmüş haliyle durduğuda anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, mahkemenin davacının hissesine düşen tazminatı hüküm altına alması usul ve yasaya uygundur.
2 - Davalı Ayşe komşu taşınmaz malikidir; zarar, taşınmaza yapılan inşaat sırasında gerçekleştiğinden, sorumluluğun kaynağı MK. nun 656 ve 662. maddeleridir. Bu maddelerde getirilen kurallara göre; "mal sahibi hafriyat ve inşaatta bulunurken komşuya verdiği zararlardan" kusuru aranmaksızın yasa emrettiği için sorumludur.
Zarara neden olan inşaatın, istisna sözleşme gereği diğer davalı tarafından yapılmış olması sonuca etkili görülmemiştir. Çünkü 662. maddede açıkca (... mülk sahibinin yaptırdığı inşaattan) söz edilmiştir. Olayımızda da inşaat taşınmaz sahibi adına ve yararına yapıldığına göre malik Ayşe de sorumludur.
Mahkemenin MK. nun 656 ve 662. maddelerini gözetmeden hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentde gösterilen nedenle davacı yararına (BOZULMASINA); davacının sair itirazlarının birinci bentde gösterilen nedenle REDDİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 17.1.1985 gününde oybirliğiyle karar verildi.