Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1984/7360
K: 1984/8310
T: 12.11.1984
DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine tetkik hakimi ülkü Aydın tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi:
KARAR : Davacı, davalılara ait işyerinde çalışan M. Karagöz adlı kişinin kusurlu davranışı sonucunda yaralandığını, bu nedenle maddi ve manevi zararının tazminine karar verilmesini; davalılar ise adı geçen ile aralarında çalıştırma ilişkisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkeme, davalılar ile olaya neden olan kişi arasında mesuliyeti gerektirecek derecede bir ilişkinin (adam çalıştıran ilişkisi) bulunmadığını kabul ederek davanın reddine karar vermiştir.
Davaya konu olay, davalılara ait yağlama yıkama yerinde bakıma alınan bi raracın, M. Karagöz adlı idare ve kontrolünde iken davacıya çarparak yaralanmasına sebebiyet vermesinden kaynaklanmıştır. O halde, davada sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için adam çalıştıran kişinin sorumluluğuna ilişkin kural ve unsurların tartışılması zorunludur.
Bilindiği gibi Borçlar Kanununun 55. maddesinde, adam çalıştıran kişinin, çalıştırdığı adamların 3. kişilere verdiği zararlardan sorumlu olacağı kabul edilmiştir. kanunun gerektirdiği objektif sorumluluk hallerinden biri olan "adam çalıştıranın sorumluluğu" için ne kendisinin, ne de çalıştırdığı adamın kusuru aranmamaktadır. Olayımızda, davalının, M. karagöz adlı kişinin davranışından dolayı yaralanarak zarar gördüğü tartışmasız olduğuna göre sorun davalılar ile bu kişi arasında adam çalıştıran ilişkinin bulunup bulunmadığının tesbiti ile çözümlenecektir. Çünkü Borçlar K. nun 55. md. sine göre sorumluluktan söz edebilmek için öncelikle adam çalıştıran ilişkisinin varlığı gerekir.
Başkasının hizmetinden yararlanma, yani adam çalıştırma ilişkisi çoğu kez bir sözleşmeye (örneğin hizmet) dayanır. Ne var ki adam çalıştıranın sorumluluğu için arada bir sözleşme ilişkisinin varlığının aranması mutlak değildir. Yardımcı bir insan gücünden eylemli olarak yararlanmakla Borçlar Kanununun 55. maddesi anlamında adam çalıştıran ilişkisini ve sorumluluğunu yaratır. Örneğin bir kimsenin bir araç sahibinin arabasını yardım olsun diye ittirmesi, bir çocuğun yardım amacıyla bir çiftçinin ürününü toplaması, Borçlar Kanununun 55. md. anlamında adam çalıştıran ilişkisini ortaya çıkaracaktır.
Kuşkusuz, adam çalıştırma ilişkisinin şeklen var olması yeterli değildir. Bunun yanında bağımlılığın buyruk, denetim ve gözetim şeklinde özde de bulunması zorunludur. Ne var ki bu bağı her zaman dışı aynı güçle ve belirgin olarak yansımaz. Örneğin bir ücret karşılığı yapılan hizmet sözleşmelerinde bağımlılık kavramının özdeki unsurları açık ve belirgin olarak ortadadır. Fakat ücretsiz ve çok kısa süreli ilişkilerde bu bağımlılığı kanıtlamak zorlaşabilir. Vekalet, istisna sözleşmeleri gibi bağımlılığı tamamen ortadan kaldıran bir durum olmadıkça başka bir anlatımla bağın yalnız şeklen var olduğu açık ve seçik anlaşılmadıkça ilişkide bir bağımlılığın varlığı kabul edilmelidir.
Olayımızda haksız eylem faili Mehmet Karagöz hazırlık soruşturmasında polise verdiği ifadede (Davalıların iş yerinde pepsi - kola işlerinde ve yıkama yağlamada çalıştığını olay günü bir aracın bakımı sırasında life çıkarmak için çalışırken olayın meydana glediğini) beyan etmiştir. Olayın diğer görgü tanıkları da kazanın davalıların iş yerine ait işin görülmesi sırasında adı geçen M. Karagöz tarafından gerçekleştiğini, doğrulamışlardır. Görülüyor ki davalılar ile hukuka aykırı davranışta bulunan kişi arasında adam çalıştıran ilişkisi şeklen ve özde mevcuttur. Çalışanın iş yerinde sigortalı olmaması veya görevinin kapsamı sonuca etkili değildir. çalıştırılanın sigorta ettirilmemiş olması adam çalıştırma ilişkisine etkili değildir. Çünkü zarar veren kişi davalıların iş yerinde ve onların işinin görülmesi sırasında davacıya zarar vermiştir.
O halde mahkemenin Borçlar Kanununun 55. maddesinin unsurlarını yanlış yorumlayarak hataya düşmesi Usul ve Yasaya aykırıdır. Hüküm, tazminat kapsamı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmek üzere bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 12.11.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Tapu babamın adına, kira sözleşmesi benim adıma. Kiracı tahliye hk.? 
  • 01.08.2025 20:09
  • [Ticari krediler] see this here sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:42
  • [Kredi notu] check it out sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:36
  • you could try here sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:20
  • [Bankalar hukuku] read this article sky kingdom aviation 
  • 01.08.2025 19:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini