 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1984/4932
K: 1984/5361
T: 04.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı 62.500 lira maddi, 5.000 lira manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir yolsuzluk görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında BK.nun 42/1. maddesi uyarınca ve genel ilke olarak zararın varlığını ispat yükümü davacıya aittir. Zararın hakiki miktarının ispatının mümkün olamaması halinde BK.nun 42. maddesinin 2. fıkrasında hakime tanınan adalete tevfikan tayin yetkisi bir istisna hükmüdür ve zararın özel mahiyeti dolayısıyla tesbit edilmesinin imkansız olması ya da gerekli delillerin bulunmaması veya davacıdan delil getirmesinin istenememesi koşullarıyla sınırlıdır. Davada davacı nedenlerini göstermeden haksız eylem nedeniyle 250.000 lira maddi tazminat talep etmiştir. O halde herşeyden önce davaya konu maddi tazminat isteminin dayanaklarının nelerden ibaret olduğunu v hangi kalemlerden meydana geldiğinin davacıya açıklattırılması ve bu açıklama çerçevesinde davacı delillerin toplanması gereklidir. Böyle bir yöntem sağlıkl bir yargılamanın temel ve vazgeçilmez koşuludur. Ne var ki, bütün bir yargılama boyunca bu husus araştırılmamış ve hükmedilen maddi tazminatın mahiyeti boşlukta kalmıştır. Karar HUMK.nun 388/5. maddesi gereğince yeterli gerekçeden mahrum olduğu için de mahkemece takdir edilen maddi tazminatın dayanağı anlaşılamamıştır. Her ne kadar dava dilekçesinin birkaç yerinde davacının oğlunun ömür boyu sakat kalacağı ileri sürülmüş ise de, mevcut adlı tıp raporu karşısında bu iddiada dayanaksız kaldığından davada maddi tazminat istemi için böyle bir olguya dayanılması da mümkün bulunmamaktadır. Diğer taraftan maddi zararla ilgili olarak davacı tarafından hiçbir delil ibraz edilmemiş bulunmasına rağmen 25.11.1983 tarihli oturumda zararın belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, ancak bu karar gereği yrine getirilmeden ya da bu yöne ilişkin ara kararından dönülmeden bir sonraki oturum davanın esası hükme bağlanmıştır. Böylece de ayrı bir usuli hata yapılmıştır.
Öyle ise davacının maddi tazminat isteminin dayanakları açıklattırılmak ve bu açıklama çerçevesinde mevcutsa deliller toplanarak buna göre değerlendirilmek üzere kanun ve usul hükümlerine aykırı kararın bozulması gerekmektedir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda ikinci bentde açıklanan nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), davalının sair temyiz itirazlarının reddine, peşin harcın istek halinde geri verilmesine, 4.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.