 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
E: 1984/1671
K: 1984/2104
T: 05.03.1984
DAVA : Taraflar arasındaki haksız eylemden doğma maddi ve manevi tazminat davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı 515900 liranın davalıdan alınarak davacılara ödenmesine fazla isteğin reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı şirket avukatı (O.G.) tarafından temyiz edilmesi üzerine gereği konuşuldu :
KARAR : 1 - Dava, haksız eylemden doğma tazminat isteğidir. Evindeki likit gaz patlaması sonucu davacı yaralanmıştır. Tazminatın ödetilmesine ilişkin bu ikinci dava önceki gibi imalatcı sıfatı ile sorumlu tutulmak istenilen şirkete yönetilmiştir. Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece haksız eylem aynı zamanda cezayı gerektirdiğinden ve ceza zaman aşımının süresi ise 10 yıl olduğundan bu konudaki defi'in reddine karar verilmiş ve davalı tazminata mahküm edilmiştir. Davalı şirket patlayan tüpün imalatcısı olup hakkındaki dava Borçlar Kanununun 41. maddesinin birinci fıkrası hükmüne dayanmaktadır. Aynı kanunun 60. maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre bu gibi eylemlerde faili ve zararı öğrenme gününden itibaren başlıyacak olan zaman aşımı süresi 1 yıldır. Herne kadar aynı maddenin ikinci fıkrasında haksız eylemin cezayı gerektirmesi halinde daha uzun olan ceza zaman aşımının uygulanacağından söz edilmişse de bu zamanaşımı ancak eylemi suç teşkil eden fail hakkında uygulanabilir. Davalı şirket bir tüzel kişi olup eylemin cezalandırılacak faili değildir. Kendisinin malca sorumlu olduğu benimsense bile tazminat alacaklısına karşı faile birlikte müştereken sorumluluğu eksik teselsül niteliğindedir. Bu nedenle uzamış ceza zaman aşımının şirket hakkında uygulanmasına olanak yoktur. Öte yandan bu tazminat davası kamu davası sonuçlandıktan çok sonra açılmıştır. O halde davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmek gerekirken, bu konudaki defi'in reddine karar verilip işin esasının incelenmiş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
2 - Kamu davasında sanığa isnat olunan haksız eylem tedbirsizlikle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermekten ibarettir. Bu eylemin istilzam ettirdiği cezanın azami haddi ise 5 yılı geçmediğinden ceza zaman aşımı Türk Ceza Kanunun 102. maddesinin 4. bendi uyarınca 5 yıldan ibarettir. Haksız eylemin işlendiği günle bu davanın açıldığı gün arasında 5 yıldan fazla süre geçmiştir.
O halde mahkemenin 10 yıllık zaman aşımının uygulanması gerektiğinden bahisle davalı şirketin bu konudaki defiinin reddine karar vermiş olması da kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1 ve 2. bendde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, 5.3.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.