 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1984/3646
K: 1984/3788
T: 24.04.1984
DAVA : Necmettin tarafından açılan vasiye itiraz davasının Y. Emine ve Doğan'ın müdahalesiyle yapılan muhakemesi sonunda, 24.6.1983 gün ve 481-421 sayılı kararla temyiz isteminin reddine dair verilen hüküm, Doğan tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1 - Vesayet daireleri, Yargıtay'ın kontrolu altındadır. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hükmün başka türlü yorumlanması yani, bir kısım kararların yargıtay'ın incelenmesine tabi olmadığının düşünülmesi mümkün değildir.
Kanun yoluna başvurmak hakkı kuraldır. Ancak kanun koyucu bunu özel hükümle önleyebilir. Medeni Kanunda, Asliye Hukuk Hakiminin itiraz üzerine verdiği kararın kesin olduğuna dair özel bir hüküm yoktur. Usulün 427. maddesinde sayılan kesin kararlar arasında da, bu yöne işaret olunmamıştır. Öte yandan Usulün 438. maddesinde, önemi gözetilerek hacirle ilgili kararların murafaaya tabi olacağı öngörülmüştür. Hal böyle iken Asliye Mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararların kesin olduğunu ileri sürmek isabetli olamaz. Kanun koyucu, temyiz yolunu kapatmak şöyle dursun, durumun sözlü olarak anlatılması, ilgililerin duruşma sırasındaki tavır ve hareketlerinin müşahade olunması ve böylece daha salim bir sonuca ulaşılması için, hacirle ilgili kararlar hakkında duruşma bile yapılmasını gerekli görmüştür. Madde metnindeki hacir deyimi, sadece dar anlamda (hacir "kısıtlama" sebeplerini) değil, hacirle ilgili her türlü konuyu kapsamaktadır. Bu itibarla mahkemece, kararın kesin olduğundan söz edilmesi doğru değildir.
Asliye Mahkemelerinden verilen kararlar usulünce tebliğ edilmedikçe temyiz süresi işlemeye başlamaz (HUMK.393). Usulün, 2494 sayılı Kanunla değiştirilen 437. maddesinde de bu ilke vurgulanmıştır. O halde ilgililerin, tebliğ muamelesi dışında, kendiliğinden herhangi bir sebeple bir kararı öğrenmiş olmaları halinde, o karara karşı kanun yoluna başvurma (yani temyiz) süresi işlemeye başlamaz. Süre, tebliğden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesindeki hüküm ise geçersiz tebliğlere ilişkin olup, hiç tebliğ edilmeyen kararlar hakkında uygulanmaz. Dosyada ise kararın tebliğine dair belge yoktur. Bu bakımdan temyiz, süresinde olup temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 29.2.1984 günlü ve 481-421 sayılı kararın kaldırılması ve uyuşmazlığın esasına dair itirazların incelenmesi gerekmiştir.
2 - Mahkemece vasinin şahsına karşı yapılan itiraz hakkında delil toplanmadan itirazın reddedilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
3 - Asliye Mahkemesinin görevi, vasinin itirazını (özürünü) veya vasiye karşı yapılan itirazı incelemek ve yerinde görürse, Sulh Hakiminin kararını kaldırmak, gereği yapılmak üzere dosyayı Sulh Mahkemesine geri göndermekten (tevdi etmekten) ibarettir. Buna rağmen mahkemece, MK.nun 363. maddesinden söz edilerek öğretmen Y. Emine'nin vasi tayin edilmesi yolunda ve özellikle sulh Hakimini bağlayıcı nitelikte olmak üzere karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, 24.4.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.