 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1984/6908
K: 1984/8249
T: 10.07.1984
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, 29 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalı adına tesis olunan bağımsız bölüme ait kaydın Avukatlık Yasasının 47 ve 164. maddeleri gereğince iptalini, adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı, 320.000 liraya satın aldığını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Nizalı taşınmazın davalıya hukuki yardım karşılığı verildiği anlaşıldığından kaydın iptaline, davacı adına tesciline ilişkin karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İncelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili avukat tarafından istenilmekle; dosya incelenerek görevi görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konusu 29 ada 2 parsel sayılı taşınmaz, davacı adına tapu sicilinde kayıtlı iken üzerine kat karşılığı yaptırılacak iş hanına yüklenici (müteahhit) bulunması ve bulunacak yüklenici ile sözleşme yapılması için yanlar arasında bir vekalet ilişkisinin kurulduğunda uyuşmazlık yoktur.
BK.nun 386 ve sonra gelen maddelerinde hükme bağlanan vekalet, bir akittir. Yargı mercileri önündeki temsil ayrık olmak üzere, vekilin, avukatlık sıfatına sahip olması gerekmez. Yanlar arasındaki vekalet ilişkisi, bir eser sözleşmesinin düzenlenmesini sağlamak amacına yönelik olup, bu tür ilişkide davacı adına vekaleten hareket eden kişinin avukat olması zorunluğu yoktur. Vekil davalının uğraşının avukatlık olması da bu olguyu değiştirmez. Hal böyle olunca; davalının bu davaya konu olaydaki hizmeti, vekalet aktinin bir türü olan ve avukatlık sıfat bilgi ve becerisini gerektiren "davaya vekalet" değildir. Davalıya, temlik işlemi 10.3.1978 tarihinde yapıldığına göre bu tarihten sonra davalının, bu eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkta davacı yararına avukatlık görevi üstlenmiş olması da sonuca etkili değildir. Avukatlık Yasasının 47 ve 164/3. maddeleri yalnızca avukatlık hizmetinin ve çekişmeli hakların söz konusu olduğu hallerde uygulanır. Bu olayda sözü geçen maddenin uygulama yeri yoktur. Bu nedenle davanın reddi gerektiği düşünülmeden yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün yukarda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, gelen temyiz eden vekili için 6500 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline ve peşin harcın iadesine, 10.7.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.