 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1984/6737
K: 1984/6600
T: 31.05.1984
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, miras bırakanı Ali'ye ait olup, davalı Hazine üzerine intikalen kayıt edilen 3949 sayılı parsel kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar süresinde davacı tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, miras bırakanının öldüğü 9.11.1966 tarihinde kendisinin Bulgaristan'da bulunduğunu, MK.nun 534. maddesi uyarınca Sulh Hakimliğince yapılan ilan üzerine mirasçıların varlığının tesbit edilemediğinden bahisle dava konusu taşınmazın davalı Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
Selçuk Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı üzerine dava konusu taşınmazın 21.4.1967 tarihinde Hazine adına tescil edildiği o sırada Bulgaristan'da olan davacının 24.9.1979 tarihinde göçmen olarak Türk Vatandaşlığı'na kabul edildiği ve 9.1.1980 tarihinde nüfusa tescil edilerek 12.5.1982 günlü varaset ilamını aldığı ve bu ilama dayanarak işbu davayı açtığı dosya içeriğinden anlaşılmıştır. Esasen bu yönler tartışmalı değildir.
Her ne kadar MK.nun 534. maddesi uyarınca Hazineye geçen miras hakkında, sonradan meydana çıkan mirasçıların miras sebebiyle istihkak davası açabilecekleri hükme bağlanmışsada bu hüküm mirascının mirastan doğan hakkına hazinece itiraz edilmesi halinde uygulanabilir. Hazinece mirasçılık konusunda bir itiraz yapılmadığı takdirde, mirascı anılan maddede yazılı özel hükme dayanmayarak mirascılıkla oluşan mülkiyet hakkı gereğince adi istihkak davası da açabilir. Mülkiyet hakkına dayanan adi istihkak davacısının her zaman açılabileceği ve herhangi bir zamanaşımına tabi olmadığı devamlılık kazanan yargısal uygulamalar gereğidir. Dava mülkiye hakkına dayanılarak açılmış adi istihkak davası olup, davalı Hazinece davacının mirasçılık sıfatına itirazda bulunulmamıştır.
O halde, davanın miras sebebiyle istihkak davası niteliğinde olduğundan ve MK.nun 579. maddesinde öngörülen zamanaşımının geçtiğinden bahisle reddedilmesi doğru değildir. Ayrıca kabule göre, davacının Türkiye'ye gelerek vatandaşlığa kabulünden önce dava açma imkanı bulunmadığına göre, ittila tarihi araştırılmadan yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarda gösterilen sebeplerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.5.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.