 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1984/3615
K: 1984/3693
T: 30.04.1984
DAVA : Taraflar arasında görelen davada;
Davacı, 236 parsel sayılı taşınmazdan 190/12450 pay satın aldığını, yapılan özel parselasyona göre bu payına 43 numaralı özel parselin isabet ettiğini, aynı şekilde davalının da 35 sayılı özel parselin maliki bulunduğunu, davalının 35 sayılı parselin üzerinde yaptığı binanın 43 numaralı parseline taşırdığını ve çevirmiş olduğu duvar ile elatmanı önelnmesi ve kal istemiş, kal'in fahiş zarar müddei olması halinde ise levazım bedelinin saptanarak hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının satın aldığı 236 parseldeki 190/12450 payın iptali ile davalı adına tesciline ve davacıya 190.000 lira ödenmesine karar vermiştir. Karar süresinde taraflarca temyiz edilmekle dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 236 parsel ana parsel müşterek mülkiyet üzerindedir. Bu taşınmazda taraflarla birlikte 42 kişi paydaştır. Aralarında düzenlenen muntazam özel parselasyon planında paylarına tekabül eden özel parselleri satın almak suretiyle yerleşmiş, her paydaş kendisine ait parsele bina yaparak adeta bir mahalle oluşturmuşlardır. Davacı 190/12450 payın karşılığı 43 sayılı, davalı da bitişiğindeki 468/12450 ay karşılığı 35 sayılı özel parsellerin sahibidirler. Davacı kendi parseline davalının elattığını, inşaatını taşırdığını ileri sürerek müdahalenin önlenmesini, inşaatın taşan kısmının yıkılmasını istemiş, yıkım aşırı zarar doğuruyorsa asgari levazım bedelini ödemeyeceğini bildirmiştir. Uzman bilirkişi aracılığı ile yapılan itiraza uğramıyan uygulama sonunda davacının iddiası kanıtlanmış, yerel bilirkişi çekişmeli yerin m2.sine bin lira değer biçmiştir. Yıkımdan aşırı zarar doğup doğmayacağı soruşturma dışı bırakılmıştır. Mahkemece saptanan 190 m2 lik çekişmeli yerin 190 bin lira karşılığında davacı adına tesciline ve bu kısma ilişkin davalı kaydının iptaline karar verilmiştir.
Kural olarak müşterek mülkiyet üzere olan taşınmazların her yerinde paydaşların yararlanmaları, birbirlerini paylarından yararlanmalarını tümüyle engellememeleri gerekir. Ne varki, bu tür taşınmazlarda paydaşlar arasında özel ve fiili bir kullanma şekli, özel parselasyon planı kabul edilmiş ve her paydaşın payına karşılık yerler belirlenmişse, artık paydaşlar mustakil mülkiyet rejimine ilişkin kurallardan yararlanmak hakkına sahip olurlar. Ülke gerçekleri böyle bir yolu açmış, yargısal uygulamalar da bu yönde kararlılık kazanmıştır.
Hal böyle olunca, 2804 sayılı yasayı kaldıran ve hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve özel parselasyonlar konusunda düzenlemeler getiren 2981 sayılı yasadan doğan hakların gözönünde tutulması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istek dışına çıkılmak suretiyle davalıya ait bir kısım pay kaydını iptaline karar verilmesi yasaya aykırıdır.
Her iki tarafın da temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 30.4.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.