 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1984/2738
K: 1984/7666
T: 25.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Gördes Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen hükmün onanmasına dair daireden verilen 28.2.1984 gün ve 1388/2123 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, Borçlar Kanununun 18. maddesinden kaynaklanan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Tarafların miras bırakanı İ.A.'nın tapuda satış göstermek sureti ile davalıya yaptığı temlikin gerçekte satış olmayıp, mirastan mal kaçırma amacına yönelik bağış olduğu, temlikte satışın değil bağışın üstün tutulduğu tapuda gösterilen bedel ile gerçek değer arasındaki açık farktan ve ayrıca dinlenilen tanık sözlerinden anlaşılmaktadır. Gerçekten davacı şahitlerinden miras bırakanın eşi olan F.A. beyanında, evin davalıya kocası tarafından satıldığını, tarlanın da davacıya bağışlandığını veya bağışlayacağını bildirmiştir. Mahkemece bu tanığa miras bırakanın davacıya bağış, davalıya satış yapmasının sebebi sorulduğunda davacının kendilerine eziyet ettiğini söylemiştir. Tanığın bu beyanı miras bırakan ile davacının arasının iyi olmadığını, davacıdan mal kaçırmak için bağış yapıldığı halde işlemin satış gibi gösterildiğini doğrulamaktadır. Diğer tanık İ.Ç. ise yapılan işlemin satış gibi gösterildiğini doğrulmaktadır. Diğer tanık İ.Ç. ise yapılan işlemin satış gibi gösterilmekle birlikte gerçekte bağış olduğunu açık ve kesin olarak belirtmiştir.
Mahkemece değer tesbiti yapılmamış ise de üzerinde ev olan 340 m2 miktarında ve belediye sınırları içerisinde bulunan taşınmazın akit tarihi olan 28.8.1979 tarihinde günün ekonomik koşullarına göre gerçek değerinin 100.000 lirnın çok üzerinde olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, 1.4.1974 gün ve 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince görünürdeki satış akdi muvazaa nedeniyle gizlenen bağış akdi ve şekil noksanlığı yönünden geçersizdir. Açıklanan hukuksal durum ve toplanan delillere göre muvazaa iddiası kanıtlandığı halde aksi görüş ve düşünce ile davanın reddedilmesi isabetsizdir. Öte yandan davacı miras bırakan ya da iştirak halinde tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunduğuna göre kendisinden veraset ilamı istenilmesi, veraset ilamını ibraz ettikten sonra diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının veya miras şirketi mümessilinin davaya katılmasının sağlanması gerekirken yanılgı sonucunda onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmıştır. Davacının karar düzeltme isteği yerindedir. Kabulü ile Dairenin 28.2.1984 gün 2388/2123 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden ötürü H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.6.1984 tarihinde oybirliği ile karar verildi.