 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1984/13987
K: 1984/14088
T: 25.12.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davada; davacı, 9.1.1970 tarih 8,9 ve 13 nolu tapulu taşınmazlara vaki elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazların 26.11.1975 tarihli senetle hasren satın aldığını söylemiştir.
Harici satış bedeli 230.000 lira üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle vaki elatmanın önlenmesine, tesbit raporunda belirtilen ve davacı tarafından da davalıya ait olduğu kabul edilen 155 adet kavak ağacı dışında davalının bir alacağı varsa ait olduğu mahkemede dava açmakta muhtariyetine ilişkin kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, 3 parça tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı harici satın alma savunmasında bulunmuştur. Dosya arasında bulunan 26.11.1975 tarihli satış senedi ile dava konusu taşınmazların üzerindeki kavak ağaçları ile birlikte 230.000 TL. bedel ile davacı kayıt maliki tarafından davalıya haricen satışında yanlar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Satış sırasında nizalı taşınmazlar üzerinde dikili bulunan kavak ağaçlarının 245 adet olduğu keşfen saptanmıştır. Kavak ve söğüt cinsi ağaçlar belirli yaşta kesilip kaldırılacak cinsten olup menkül hükmünde bulunmakla arzın mütemmim cüzü sayılmazlar. Tapulu taşınmazın harici satışı geçersiz isede menkülün bu şekilde satışına engel yoktur. Davalı hangi çağda satın almış olursa olsun davacı tarafından dikildiği anlaşılan 245 adet kavak ağacına dava tarihine kadar 8 yıl süre ile bakmış, yetiştirmiş ve hiç kuşkusuz değer kazanmalarına neden olmuştur. Bu aşamada davacının kavak ağaçları yönünden de harici satışın geçersiz olduğunu ileri sürmesi objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Hal böyle olunca 245 adet olduğu anlaşılan eski kavak ağaçlarının harici satış tarihinde mülkiyetinin davalıya geçtiği düşünülerek ağaçlar kesim çağına gelmiş ise davalı tarafından kesilip götürülmesine karar verilmesi, bu çağa gelmemişler ise dava tarihine kadar bu ağaçlar yönünden davalının yapmak zorunda kaldığı, tüm masraf ve emeği hesaplanarak harici satış bedeli dışında bu miktar üzerinden de yararına hapis hakkı tanınması gerekeceğinin düşünülmemesi doğru değildir.
Ayrıca davalı taşınmazları kayıt maliki davacıdan haricen satın alan kişi olduğuna göre, hiç kuşkusuz iyiniyetlidir. Bu durumda kendisi tarafından dikilip yetiştirildiği anlaşılan 155 adet ağaç yönünden yaptığı masrafın faydalı olduğu kabul ve bunların hesaplanacak tutarı üzerinden de hapis hakkı tanınması gerekirken dava ekonomisine ters düşen biçimde davalının ayrı dava açmakta muhtariyetine karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan nedenler ile HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine,25.12.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.