Taraflar arasında görülen davada; davacılar vekili, müvekkillerinin miras bırakanı üzerindeki ve 149 parsele revizyon gören 15.10.1932 tarih 47 nolu tapunun kapsamında kalan taşınmazın bir kısmının tapu miktar fazlası olduğundan bahisle 159 parsel numarası verilip davalı Hazine adına tesbit edildiğini bildirerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir.

Kararın temyizen incelenmesi süresinde davalılar tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

Tapulamaca dava konusu 159 parsel sayılı taşınmazın 1958 yılında 149 parselin tapu miktar fazlası olarak 5602 sayılı Yasa uyarınca davalı adına yapılan tesbitine karşı, dava dışı şahıslarca yapılan itiraz Kartal Tapulama Mahkemesi'nin 16.12.1965 gün 963/64 - 617 sayı ile redle sonuçlanmış ve karar 16.2.1966 tarihinde kesinleşmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki 5602 sayılı Yasada daha sonra 1966 yılında yürürlüğe giren ve tesbit öncesi sebeple iptal isteklerini on yıllık hak düşürücü süre ile sınırlayan 766 sayılı Yasanın 31/2. maddesine paralel bir hüküm yoksa da, 5602 sayılı Yasanın yürürlük döneminde yapılan ancak süre yönünden 766 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten sonraya sarkan tapulama tesbitlerine karşı ileri sürülecek itirazlarda anılan Yasanın 31/2. maddesi hükmünün uygulanması zorunluluğu bir yerde bu yasaların en belirgin özellikleri bulunan birer anılma yasası olmasının doğal sonucu olarak devamlılık kazanmış yargısal uygulamalar gereğidir.

Olayda çekişmeli parselin 5602 sayılı Yasa uyarınca yapılan tapulama tesbitine yasal sürede dava dışı şahıslarca itiraz edilmesi nedeniyle tesbit kesinleşmemiş ve sicil de oluşmamıştır. Nizalı taşınmazda hak iddia eden üçüncü şahıslar yönünden 10 yıllık hak düşürücü süre tesbit öncesi tapulama mahkemesinin tesbite itiraz davasına ilişkin olarak kurduğu hükmün kesinleştiği günde kesinleşmiş olacağı cihetle bu tarihin esas alınarak hesaplanması zorunludur.

Bu itibarla 12.2.1976 günü açılan 'temyize konu davanın süresinde kabulü suretiyle işin esasının incelenmesi doğrudur. Yapılan uygulamada da davacılara ait 149 parselin tapu miktar fazlası olarak davalı Hazine adına tesbit edilen çekişmeli 159 parsel sayılı taşınmazın davacıların iddialarına dayanak yaptıkları ve tapulama sırasında 149 parsele revizyon gören tapu kapsamında kaldığı saptandığına göre, mahkemece yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün (ONANMASINA , Harçlar Kanununun değişik 13. maddesinin (J) bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 5.11.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972