 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1984/10008
K: 1984/10707
T: 22.10.1984
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar vekili, müvekkilerinin murisi evvelleri Acem'den intikal eden ve 3.2.1966 tarih 5 nolu tapu ile maliki bulundukları taşınmaza davalaların elattıklarından bahisle önlenmelerini istemiştir. Davalılar, layiha verip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın duruşmalı olarak temyizen incelenmesi süresinde davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, duruşma isteği tebligat giderinin yatırılmamış olmasından ötürü HUMK.nun 2494 sayılı Kanunla değişik 438. maddesi hükmünce reddedilerek dosya okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar murisi evvelleri Acem'den intikal eden tapulu taşınmaza davalıların elattıklarını ileri sürerek önlenmelerini istemişterdir.
Davalılar, ellerindeki yerlerde senelerden beri zilyed bulunduklarından bahisle davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, uzman bilirkişiler tarfından düzenlenmiş 1.11.1983 tarihli krokide gösterilen 227 haktar 7000 m2 lik miktarındaki taşınmazın davacıların dayandığı tapu kapsamında kaldığından ve bu taşınmaza davalıların elattıklarından söz edilip davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten olayda 1515 sayılı Yasanın öngördüğü koşullar davalılar yararına gerçekleşmediğine ve Kağızman İlçesi, tapulama bölgesi olmadığından 766 sayılı Yasanın zilyede ya da zilyetlere tanıdığı ve def'i yoluyla ileri sürülebilen hakların nazara alınmasına olanak bulunmadığına, Medeni kanunun 639. maddesinin uygulanması da bir iptal davasının varlığını gerekli kıldığına göre, davalıların zilyetlik savunmaları nazara alınmayıp, tapu kaydına değer verilerek hüküm kurulması kural olarak doğrudur. Ancak, kaydın değerlendirilmesi ve kapsamının saptanması yolunda yapılan soruşturma ve uygulama hükme yeterli değildir. davada, dayanılan tapu, Teşrinisani 1289 tarih 218 numarada miktarı belirtilmeksizin bir kıta (bir parça "Kışlak Yeri") için "Bağcık ve karataş, Eski (Esbi) Koni sınırı ve (Harnik-Hasnik) deresi hudutları ile davacıların murisi evvelleri Hıdır oğlu Acem adına tesis edilmiş, 1966 yılında davacılar ve müşterekleri üzerine intikal görmüştür.
Bu kaydın bir parça "Kışlak yeri" niteliğindeki taşınmaz için oluşturulduğu açıktır. Bilindiği üzere kışlaklar soğuk mevsimde hayvanların kırılmaması için barındırıldıkları otlaklardır. Metrük araziden olan ve köy halkının yerarlanmasına sunulan kışlakların yanında, miri arazisi sınfından olan kışlaklar vardır ki, bunların tasarruf hakları devir ve temlik olunabilir, mutassarrıfının ölümüyle de mirascılarına geçerler. Bu gibi kışlakların menfaati umuma ait yerlerle ilgileri yoktur. Dava konusu kışlağında gerçek kişi adına tapuya bağlanan özel bir kışlak olduğu kayden sabittir. Hal böyle olunca, tapuya kapsam tayin edilirken öncelikle ve özellikle taşınmazın "Kışlak yeri" niteliğinin gözetilmesi zorunludur. Esasen davada dayanılan kaydın okuduğu sınırlardan "Karataş" sınırı nokta sınır olup, bir hakkı ifade etmez. Diğer sınırların da hüküm altına alınan dava konusu taşınmazı tümüyle çevirdiği söylenemez.
Bu itibarla yaşlı ve yansız kişilerden seçilecek yerel bilirkişiler aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılması, bilirkişilere tapu tesis tarihindeki ihtiyacına ve yerel teamüle göre, davacıların murisi evveli Hıdır oğlu Acem adına kayda bağlanan kışlak yerinin neresi olduğunun ve kapsamının sorulması, kendilerine ayrıntılı açıklama yaptırılması, gerektiğinde taraflara tanık dinletme olanağınıne tanınması, tapunun tesis edilmesine esas olan (kışlak yeri olarak) Ekonomik amaca uygun biçimde kullanılagelen veya kullanılması icap eden arazi kesimi yönünden de ziraatçi uzman bilirkişiden gerekçeli rapor alınması, çevrede başkaca özel kışlak yerleri varsa, bunlar için oluşturulmuş kayıtlar da yazılı olan miktarlardan da yararlanılması, tapu fen memuru sıfatını taşıyan diğer uzman bilirkişiye uygulamayı izlemeye ve infazı sağlamaya elverişli kroki düzenlettirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme ve soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere elatmanın önlenmesine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.10.1984 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.