 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1984/3937
K: 1984/4705
T: 07.12.1984
DAVA : 1.10.1950 doğumlu olup, akıl hastalığı nedeniyle fiilin kötülüğünü müdrik ve mukavemete muktedir bulunmayan Rıza'nın livata suretiyle ve zorla ırzına geçtiği iddiasıyla sanık Orhan'ın yapılan yargılaması sonunda; müsent suçtan beraatine dair (.......) 1. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 17.10.1983 gün ve 1983/80 esas, 1983/149 karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi müdahil tarafından istenilmiş ve şartı yerine getirilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Yargıtay Ceza Genel kurulunun dairemizce de benimsenen 30.11.1964 tarih ve 2453/D-5-482 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, TCK.nun 2. kitabının, 8. babında, "adabı umumiye ve nizamı aile aleyhine işlenen cürümler" başlığı altında düzenlenen ırza geçme suçlarından dolayı açılan kamu davalarında, mağdurun reşit (ergin) olması halinde dahi, ana ve babanın aile reisi olarak kendi adlarına davaya müdahalelerinin kabulü gerekeceği tartışmasız ise de, ergin mağdurların zorla ırzına geçildiği iddiasıyla açılan kamu davasının, ergin kişinin kardeşinin müdahale yoluyla katılabilmesi, ancak ana ve babası olmayan mağdurun, kendisi tarafından yetiştirilip, bakılıp, gözetilmesi hallerinde mümkündür.
Öte yandan hacir altındaki ergin kişiye karşı işlenen suçtan dolayı açılan kamu davasına vasisinin katılabilmesi de Medeni kanunun 405/8. maddesine göre dava açabilmek ve yürütebilmek bakımından husumet izni alması veya bu sonradan gerçekleşmesine bağlıdır.
Olayımızda, kayden 1950 doğumlu olup, suç tarihi 16.2.1983'te ergin, ancak bedenen ve ruhen hasta bulunan Rıza'nın ırzına geçildiği iddiasıyla açılan kamu davasına, vekili eliyle verdiği 17.6.1983 tarihli dilekçesiyle "mağdurun kendisi tarafından bakılıp gözetilen öz kardeşi" olması bakımıdan müdahale talep eden Faik'in 20.6.1983 günlü ara kararı ile "mağdurun kardeşi"olması nedeniyle davaya müdahil olarak katılmasına karar verildiği, daha sonra ibraz edilen (........) Sulh Hukuk Mahkemesinin 11.8.1983 günlü kararı ile mağdur Rıza'nın hacir altına alınarak Medeni Kanunun 369/2. maddesi uyarınca kardeşi Faik'in velayeti altına konulduğu anlaşılmakta olup, Faik'in temyize yetkisi bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması için verilen müdahale kararının hukuken geçerli sayılıp sayılamıyacağı hususi önem kazandığından bu yönden yapılan inceleme sonunda;
Ergin olan mağdurun ana ve babasının sağ olup olmadığı araştırılıp, sağ iseler Faik'in müdahale isteğinin reddine karar verilmesi, ölü ise de kendisi tarafından bakılıp, gözetildiğinin anlaşılması halinde müdahilliğinin geçerli sayılabileceği ve vasi sıfatıyla müdahilliğinin kabulü için de Medeni Kanunun 405/8. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Hakimliğinden husumet izni gerektiği gözetilmeden eksik soruşturmayla Faik'in davaya katılmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri bu itibarla incelenmeyen hükmün BOZULMASINA, 7.12.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.