Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/711
K: 1984/1967
T: 04.06.1984
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, (Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi)'nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 12.10.1983 tarih ve 87-370 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Gaziantep, Çorum ve Trabzon Çimento Fabrikaları'nın ihtiyacı olan 3 adet toz tutma tesisinin imalat ve montaj işini yüklenen davalı ortaklığın, montaj işinde yalnız Çorum Fabrikası'nda montaj işine başlanıp ancak sevkettiği malzemelerden 40.912 kg. nın montajını yapıp parasını aldıktan sonra montaj işini yarım bırakması nedeni ile davacı ortaklığın davalı nam ve hesabına kendi montaj ekibi ile yaptırmasından kaynaklanan zarar fiyat farkının tahsili davasında: Yerel mahkeme, iki ihale arasındaki farkın istenebilmesi için yarım bırakılan montaj işinin sözleşme gereği başka bir müteahhide ihale edilmesi gerektiği, emanet usulü ile yaptırılacağı hakkında bir karar bulunmadığı sebebiyle istemi red etmiştir.
Taraflar arasındaki akdi ilişkiyi düzenleyen ve sözleşme niteliğini kazanan 2.2.1978 tarihli belgenin 12. maddesi siparişte tayin edilen vecibelerden birine riayet edilmediğinde firma nam ve hesabına mezkur malzemenin başka bir firmadan temin edilebilmesinden ve aynı maddenin (b) fıkrasında da (Şirket teslim edilmeyen malzemeyi firma nam ve hesabına diğer firmadan temin ettiğinde, ihaledeki fiyat ile üçüncü şahıstan satın alınıcak malzeme fiyatı arasında şirket aleyhine bir fark zuhur ederse iş bu farkı da ... firmanın istihkakından veya teminatından mahsup etmeye şirket yetkilidir) kaydı mevcuttur.
Bu durumda: Borç ilişkisinde borcun tamamen ve kısmen yerine getirilmemesi, temerrüt halinde işveren alacaklının talep edebileceği hak ve tazmin alacağı özellikle iki yanlı sözleşmede vurgulanmıştır.
Kaldı ki:
Borç ilişkisinde kendisine yüklediği ifa yükümüne aykırı bir davranış içinde bulunan borçlunun durumu, sorumluluğu Borçlar Kanununun 96-108. maddelerinde (Borçların ödenmemesinin neticeleri başlığı) altında düzenlenmiştir. Bilhassa BK. m. 101-108 borçlunun temerrüdüne ilişkin şartları ve hükümleri kapsamaktadır.
Borcun ifa edilmemesi halinde, borçlunun sorumluluğu asıl olup ademi ifada kural olarak kusurlu sayıldığından alacaklının hakkını kısmen veya tamamen elde edemeyişinden doğan zararını borçlu ödemek zorundadır.
Kısmi temerrüt halinde de, alacaklı kural olarak, kalan borç kısmı için de, BK. m. 106-108'deki hükümler çerçevesinde hareket edecek ve iki taraflı sözleşmelerde BK. m. 103'deki seçimlik haklardan yararlanacaktır. Kısmi temerrüt içinde bulunan borçludan bakiye kısım için ifa yerine tazminat isteyebilme yetkisi kullanıldığında (fark teorisi) kuralları gereği ifa edilmeyen kısımla kendisinin bölünemeyen ediminden onu karşılayan hesabı yapılır.
Borçlu, temerrüdünün neticelerini özetleyen bu hallerin borçlunun alacaklı zararını tazmin yükümlülüğünde, parasal sorumlulukta durumunu ağırlaştırılmaması gerektiği, sözleşmeleri icabı olduğu kadar yararlar dengesi ve Borçlar Kanununun genel kuralları gereğidir. Hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesinde denge kurulmalıdır.
Öyle ise:
Davacıya ait fabrikalarda yapılan tesbitten sonra fabrikalardaki montaj işinin davacı kuruluşun montaj ekibi ile yaptırılmış olması sebebiyle yapılan harcamaların davalı borçludan istenmesini kapsayan davada yapılan harcamaların dayanak kayıt ve belgeleri kuruluşun yedinde ve nezdinde mevcut müstenidat mahallinde de inceleme yapılmak suretiyle belirlenmeli ve harcamaların yapıldıkları tarihdeki normal piyasa rayiçlerine uygunluğu objektif ölçülerle araştırılmak ve piyasa rayiçleri bu konuda yetkili meslek kuruluşları ve Ticaret ve Sanayi Odalarından da sorularak sözleşmedeki nitelik ve koşullara ve piyasa sürüm bedeline göre zararın tazmininden doğan alacağın ödetilmesi talebinde davacı kuruluşun isteyebileceği alacak miktarı üç kişilik uzman bir bilirkişi kuruluna tesbit ettirilip delillerin değerlendirilmesinden hasıl olacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu nedenlerle eksik inceleme ile verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davacı kuruluş yararına yerel mahkeme kararının (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 4.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini