 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/612
K: 1984/604
T: 28.02.1984
DAVA : S.S.K G. Md.lüğü ile (Ü.K.) arasında çıkan davadan dolayı Ankara Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen hükmü onayan Dairemizin 25.4.1983 gün ve 408-1031 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, davalının, 25.11.1976 günlü sözleşme ile, (26.517.960,50) lira götürü bedel karşılığı, (S.S. Avanos Mesken İşçi Yapı Kooperatifi)'nin, (110) daireli mesken yapım işini üstlendiğini, yapılan uyarılara rağmen işin süresinde bitirilemediğini, bu nedenle 6.12.1979 günlü yönetim kurulu kararı ile sözleşmenin feshedildiğini ve işin tamamlanmasının temini için davalı nam ve hesabına, yeniden ihaleye çıkarıldığını belirterek, aradaki fark olan (39.481.397.86) lira ile gecikme zammı tutarı (1.045.000) liranın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının dava açma yetkisi bulunmadığını, fiyat artışları nedeniyle çıkarılan kararnamelerin uygulanmadığını, hakedişlerin ödenmediğini, ikinci ihalenin 6 ay geçtikten sonra gerçekleştirildiğini ileri sürmüştür.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, ilgili dosya ve belgelere göre Genel Şartnamenin 36 ncı maddesine aykırı olarak ikinci ihalenin, fesih tarihinden 6 ay sonra yapıldığı, davacının sözleşmede kredi veren durumunda olduğu, iki ihale arasındaki zararı isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiş ve hüküm Dairemizin 25.4.1983 gün, 983/408-1081 sayılı ilamı ile onanmış, davacı vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Davacı Kurumun da tarafı bulunduğu, söz konusu inşaat sözleşmesinin 16. maddesinde, müteahhidin, sözleşme vecibelerini kısmen veya tamamen yerine getirmediği, şantiyedeki faaliyetlerini durdurduğu veya yeterli çalışma göstermediği vs. hallerde, davacı Kurumun, sözleşmenin eki olan Genel Şartnamenin 36. maddesi gereğince sözleşmeyi feshe yetkisi bulunduğu belirlenmiş, Genel Şartnamenin 36. maddesinde de, fesih halinde, işin geri kalan bölümü için, müteahhidin nam ve hesabına, fezih tarihinden en çok 6 ay içinde Kurum'un uygun göreceği ihale usullerinden birisi ile işin yeniden ihaleye çıkarılacağı açıklanmıştır. Davadaki istek de, sözleşme içeriğine ve Genel Şartnamenin sözü edilen maddesine dayandırılmıştır. Burada, (6 ay içinde ihaleye çıkarılır) sözcüklerinde, ikinci ihalenin kesin olarak yapıldığı tarih değil, işin kalan bölümü yönünden, gerekli işlemleri yapmak suretiyle, ikinci ihaleye başlama tarihi anlaşılır. İki ihale arasındaki farkın davalıdan istenebilmesi için 6 ay içinde ihale hazırlıklarına başlanması yeterli olup, sözleşmesinin de bu süre içinde yapılması gerekli değildir. Kökleşmiş yargıtay İçtihatları da, bu görüş doğrultusundadır. (H.G.K. 23.10.1968 T. 4/202 E. 711 K. 15 H.D. 20.5.1975 T. 631 E. 2697 K. H.G.K. 23.2.1974 T. 4/1090 E. 140 K. 4. H.D.; 24.2.1967 T. 966/969 E.1608 K.) Olayımızda ise, davacı Kurumun Yönetim Kurulu, 6.12.1979 günlü kararı ile sözleşmeyi feshetmiş ve ikinci ihale için ilk gazete ilanı, (5.6.1980) günü yayınlanmıştır. Bu tarih nazara alındığında ilk gazete ilamının 6 ay geçmeden yayınlandığı gibi, gazete ilanlarının yayınlanması için, bu tarihten önce, davacı tarafından hazırlık çalışmaları yapılacağı, buna ilişkin kararlar alınacağı doğal olduğundan, davacı Kurum'un fesih tarihinden itibaren 6 ay içinde ikinci ihale için hazırlık çalışmalarına başladığının kabulü gerekir. Nitekim, 29.6.1982 günlü bilirkişiler raporunda da, davacının, sözleşme ve Genel Şartnamenin 36 ncı maddesine uygun hareket ettiği, fesihten sonra, (hesap kesme hakedişi) yapılmak üzere davalının, 28.12.1979 günlü ihtarname ile davet edildiği., davalının toplantıya katılmadığına ilişkin, 15.1.1980 günlü tutanak düzenlendiği, daha sonra da bu iş için, 23.1.1980 gününde mahkemeye başvurulduğu, böylelikle, 6 aylık süre içinde ikinci ihale hazırlıklarına başlanıldığı açıkça belirtilmiştir.
O halde, söz konusu üçlü sözleşmenin tarafı bulunan ve sözleşme gereğince hakları yukarıda açıklanan davacının isteği doğrultusunda, 29.6.1982 günlü bilirkişiler raporu değerlendirilerek bir karar verilmek gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru görülmemiş ve davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün, davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairemizin, 25.4.1983 gün ve 983/408-1031 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına ve hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 28.2.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.