Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1984/4288
K: 1985/652
T: 26.02.1985
DAVA : K. İnşaat ve Ticaret Kollektif Şirketi ile T.Ç. Turizm Bankası Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü arasında çıkan anlaşmazlığın çözümlenmesi için seçilen Hakem Kurulu tarafından verilen 30.3.1984 tarih ve 1984/1690 Hakem sayılı kararın duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraflar vekillerince istenmiş ve dosya Ankara Asliye 2. Ticaret mahkemesince 29.5.1984 tarih ve 1984/1690 sayılı yazı ile gönderilmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, Hekem Heyetine verdiği 22.12.1983 günlü dava dilekçesinde, taraflar arasında düzenlenen 30.4.1980 günlü sözleşme gereğince müvekkilenin, Kemer Küçük Teknek Barınağı yapım işini % 12.85 artırmak ile üstlendiğini, işin tamamlandığını, geçici kabule hazır hale getirildiğini, kullanılacak taş ocağının davalı tarafından seçildiğini, ocağın davalının tahmininin aksine verimli olmadığını, bunun üzerine inşaatın bazı bölümlerinde beton kullanılmasının karşılıklı olarak kararlaştırıldığını, bu tedbirlere rağmen davalının talimatı ile iri taş temini için çalışmalara devam edildiğini, ancak kategori fazlası taş miktarının önceden belirlenenden çok fazlaya ulaştığını ve bu taşlar için 08-113 no'lu pozun fiyat uygulaması yapıldığını, bu pozun analizinin hatalı bulunduğunu, uygulanmasının müvekkilini zarara uğrattığını belirterek ocakta ter edilen taşlar için uygulanan 08-113 no'lu pozun analizindeki hatanın düzeltilip % 25 müteahhit kârı ilavesi suretiyle 67.008.820 lira alacağının % 36 faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacı, yüklenicinin teklif mektubunda, işe ait şartname, sözleşme tasarısı, birim fiyat tarifi, projeler, keşif cetveli ve diğer belgeleri okuyup kabul ettiğini bildirdiğini, kendisine teslim edilen ocaktan istenen büyüklükteki taşların çıkarılmasının, yüklenicinin bilgi, beceri ve deneyimi ve uygulayacağı tekniğe bağlı bir konu olduğunu, 08-113 poz no'lu birim fiyatının önceden kabullenildiğini, iş bittikten sonra değiştirilmesinin istenemiyeceğini, konunun ayrıca Bayındırlık Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu tarafından incelendiğini ve fiyat analizlerinde, birim fiyatlarında bir hatanın olmadığının bildirdiğini, müvekkilinin sözleşmeye aykırı bir davranışta bulunmadığını ileri sürmüştür.
Hakem Heyetince "08-113 nolu pozun fiyat analizinde hata bulunduğu, değiştirilmesinin idari bir dava konusu olduğu, bu nedenle davacının, 08-113 no'lu pozun birim fiyatının Hakem Heyetince resen düzeltilerek kendisine 67.008.820 liranın ödenmesine ilişkin isteğinin reddine,
Ancak davacı zararının resen takdir edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre, projenin yürütülmesi sırasında zorunlu olarak ortaya çıkan iş için yeni bir birim fiyatı tesbit edileceği, buna dayanılarak ocakta kategorilere ayrılmamış taş için 04-001/1 no'lu bir poz hazırlandığı ve bu pozun analizinin taraflarca düzenlendiği, işin sonunda bu malzemenin 130-606 m3 olarak davalı tarafından teslim alındığı, düzenlenen fiyat zaptının, bu malzemenin karşılıklı kabul edilen üretim maliyetini gösterdiği genel giderler hariç malzemenin de teslim alındığına göre, müteahhit kârı ve genel giderler karşılığının ödenmesi gerektiğini kabul edilerek resen takdir edilen 41.327.295 lira alacağının % 10 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmişlerdir.
1 - İleri sürülen temyiz itirazları HUMK.nun 533 üncü maddesinde sayılan sebeplerden olmadığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davalı vekilinin temyizine gelince : Taraflar arasındaki hakme şartında, uyuşmazlıkların çözümlenmesinde ilgili Türk Kanunlarının uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Bu durumda, Hakem kararlarının Yargıtay incelemelerinde Türk kanunlarına göre karar verilip verilmediğinin gözönünde tutulması, incelemenin bu yolda yapılması zorunlu bulunmamaktadır. Böylelikle HUMK.'nun 533/3 üncü maddesine yer alan Hakemlerin selahiyetleri dahilinde olmayan meseleye karar vermesi hükmünün geniş yorumlanması gerekmektedir.
TTK'nun 20/2 nci maddesi hükmüne göre, her tacir ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmek durumundadır. Söz konusu iş için davacı teklif mektubunda, sözleşme tasarısı eki, keşif cetveli, projeler, birim fiyat tarifi ve diğer belgeleri kabullendiğini açıkça belirtilmiştir. O halde, davacının işin tamamlanmasından sonra iş ile ilgili bir pozun analizinde yanlışlık olduğu, ocaktan fazla miktarda kullanılmaz taş çıktığı iddiaları ile bir istekte bulunması yasa gereği sözleşme hükümlerine ters düşer. Kaldıki, uyuşmazlığı inceleyen Bayındırlık Bakanlığı Yüksek Fen Kurulu, kategori fazlası taşlar için yükleniciye ödenen 08-113 poz no'lu birim fiyatı aalizinde bir hata bulunmadığı sözleşme gerei uygulanan, Limanlar İnşaatı Genel Müdürlüğün tarafından yayınlanan Liman ve Deniz İnşaatı işlerine ait birim fiyat tarifelerinde yer alan -08-113 no'lu ocakta kalan kategori fazlası taş imalatına ait birim fiyat tarifelerinde yüklenici kârı ve genel giderlerin dahil olduğu açıkça belirtilmiştir.
Hakem Heyetinin dayandığı 04.001/1 no'lu fiyat analizi kategorilere ayrılmamış ocakta çıkarılan taşların tamamına ilişkin olup, uyuşmazlık konusu, kategori fazlası taşlarla ilgisi yoktur. Kategori fazlası taşlar için belirlenen 08-113 no'lu pozun birim fiyat tarifeleri sözleşmede yer alan Limanlar İnşaatı Genel Müdürlüğü birim fiyat cetvellerinde mevcut olup buna göre de ücret ödenmiştir.
O halde, hakemler yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı şekilde, kendiliklerinden selahiyetleri dahilinde olmayan bir konuda karar verdiklerinden, kararın bozulması gerekmiştir.
3 - Öte yandan, iş ile ilgili idari şartneme'nin 21 inci maddesinde, işin ihale edilmesinden sonra, taraflar arasında doğabilecek anlaşmazlıkların hallinde Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğu açıklandığı, davacı da teklif mektubunda idari şartnameyi kabul ettiği halde sözleşme tasarısının 35 inci maddesinde, uyuşmazlıkların Hakem yolu ile çözümleneceği yine taraflarca kabul edilmiştir. Kaldıki Ek-B mukavele andlaşmasının 3 üncü maddesine göre idari şartname sözleşmenin ekidir. Böylelikle taraflar uyuşmalıkların çözümünde hem Hakem yolunu hem de Mahkeme yolunu seçmiş bulunmaktadırlar.
Kanunlarımızda hakem yolu, istisnâi bir yol olup, aslolan uyuşmazılkların mahkemeler yolu ile çözümlenmesidir. Taraflar hem tahkim yolunu, hem de mahkeme yolunu seçmişlerse Hakem şartı geçersizdir. Görev konusu kamu düzeni ili ilgili olup, resen nazara alınacağından kararın bu yönden de bozulması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE 2 ve 3 nolu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına HUMK.nun 533/3 üncü maddesi gereğince BOZULMASINA 26.2.1985 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Yüksek Daire kararının 1 ve 3 bentleri açısından herhangi bir görüş aykırılığı mevcut değildir. Ancak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 533. maddesinde yer alan açık ve kesin hüküm karşısında işin esasının incelenmesine olanak bulunmadığı kanısındayız. Gerçekten tarafların tahkim yolunu seçmelerindeki amaç, uyuşmazlıkların bir an önce sonuçlandırılması ilkesinden kaynaklanır. Bu nedenle hakem kararlarının ancak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 533. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak belirtilen hallerde temyizen bozulabileceği öngörülmüştür. Eğer yasa koyucu aksine bir uygulama isteseydi, hakem kararları için özel bozma nedenleri göstermek yerine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddeye yollama yapmakla yetinirdi. Dairemizin 12.11.1973 gün ve 143/222 sayılı kararında açıklandığı gibi" hakemlerin verdiği kararlar üzerindeki denetim görevini yerine getirecek olan Yargıtay Dairesi, mahkeme kararlarında olduğu gibi maddi ve şekli hukuk açısnıdan ve hakka aykırı düşen yönlerden geniş bir inceleme yetkisine sahip değildir."
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 533. maddesinin 3. bendinde yer alan (Hakemlerin selahiyetleri dahilinde olmayan meseleye karar vermeleri) hükmündeki (selahiyet), görevle ilgili olup, tahkim sözleşmesi mevcut olmadığı halde hakemlerin uyuşmazlık hakkında karar vermeleri yada tahkim sözleşmesinde belirtilen görev sınırını aşmaları hallerinde uygulanabilir. Yoksa olayda olduğu gibi sözleşmenin herhangi bir maddesini yorumlamak ve uygulamak hakemlerin görevine giren bir husus olduğundan, temyiz incelemesine konu yapılamaz. Bu görüşle çoğunluk oyuna karşıyız.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini